R.Şanal'ı geçtiğimiz yıl televizyon programı yaptığımız sırada tanımıştım. İki kez programa konuk olmuş, Kuantum düşünce tekniğini anlatmıştı. O gün telefonlarımız kilitlenmişti. İlgi alanıma böyle girdi Kuantum. Sonra bu konuda dünyadaki en önemli isimlerden biri olan kuantum fiziği profesörü Fred Alan Wolf geldi Türkiye'ye... İki günlük bir konferans verdi. Onu dinlemek isteyenler 800 YTL'yi gözden çıkarıp Swiss Otel'e koştular Ben de R. Şanal'ın kitaplarını bir kez daha elime aldım, okudum. Ondan değişim öyküleri dinledim
(Kendi yaşadığı müthiş değişimi de...) ve içsel enerjinin ne demek olduğunu kavradım. Aslında bize bizi, bize hayatı anlatıyordu. Düşünce sistemimizi ya da kodlarımızı değiştirerek bütün bir hayatı değiştirebileceğimizden söz ediyordu. Yani insanın kendi hayatının efendisi olma durumundan... Hatta, programda stüdyoda o meşhur kol testini yaparak isteklerimizle, sıkı sıkıya sarındığımız inançlarımız arasındaki farkı ve bu ikilemin bizi nasıl etkilediğini göstermişti... Kuantum düşünceyi şöyle tarif ediyordu: Sıradan düşünce biçimleri kendisini tekrar eden, etkisiz ve sınırlı enerjilerdir. Değiştirme ve oluşturma güçleri yoktur. Daha çok vehim, kuruntu, başıboş hayaller biçiminde akar. Oysa Kuantum düşünce derin düzeyde, atom altı alanda etkili olabilecek tarzda bir yaratıcı düşünce biçimidir. Yani bu şu demekti: Biz içimizi sınırlayıcı ve engelleyici düşünce kalıplarıyla dolduruyorduk. Ama bunun yerine güçlendirici inançlar koyduğumuzda hayatımızın bu yeni inançlar doğrultusunda değiştiğini görebilirdik. "Zihinde ne varsa dışarıda da o oluyor" diyor R. Şanal. "Tersine bir deyişle dışarıda olup biten her şey, zihinde olup bitenlerin açılımından ibarettir. Siz önünde sonunda size bir haksızlık yapılacağına inanıyorsanız, hiç merak etmeyin bu gerçekleşecektir. Başarmak için koşturup duruyor ama sonuca ulaşamıyorsanız, bilin ki aslında başarıdan korkuyorsunuzdur" diyor. Hepimiz başarıya odaklı yaşıyoruz değil mi? O zaman ne yapmalıyız? İşte elime geçen yeni kitap 'Kuantum Sıçrama' bu yöntemleri anlatıyor. Yani çekirdek inancımızı değiştirmeyi... Yani yeni bir strateji belirlemeyi... Ben müthiş değişim öyküleri dinledim... Benzer öyküler kitapta da var. Bir de hastalıklar ve organlar ile ilgili bir bölüm var. Her organ neyi temsil ediyor ve temsil ettiği duygular ne tür rahatsızlıklara yol açıyor... Bir okuyun derim. Bu da kendinize bayram hediyeniz olsun. Unutmayın, herkes kendi hayatının efendisidir.
Bugünkü Tüm Yazıları
Kendi hayatının efendisi olmak
Yayın tarihi: 12 Ekim 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/10/12/gny/baliksirti.html
Tüm hakları saklıdır.