İstanbul büyüdü, otobüs kurtarmaz!

İstanbul trafiğinin can damarı İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri (İETT) her gün 9 bin duraktan aldığı 1 milyon 700 bin yolcuyu taşıyor. Mevcut koşullarda, İETT'nin 'iskeleti' sayıları özel halk otobüsleriyle birlikte 5 bini bulan otobüsler gibi gözükse de, Genel Müdür Mehmet Öztürk, "Bir metropolün toplu taşıma sorununun sadece otobüs sayısını artırarak çözüleceğine inanmıyorum" diyor ve ana stratejilerinin metro, tünel, metrobüs gibi alternatif ulaşım araçlarına yatırım yapmak olduğunu vurguluyor. "Sorunun çözümü diğer gelişmiş metropollerde olduğu gibi İstanbul'u zonlara (bölgelere) bölmek" diyen Öztürk'e göre, otobüsler merkez ile çevre arasındaki ulaşımın aracı olmamalı. Yani, günbegün sınırlarını zorlayarak büyüyen İstanbul'un her köşesinden merkezi noktalara otobüs koymak sorunu çözmediği gibi karmaşıklaştırıyor. Beylikdüzü, Bahçeşehir, Ataşehir gibi uydukentlerdeki inşaatçılar ve belediyelerin son 3 yıldır otobüs talebiyle 'kapılarını aşındırdığını' anlatan Öztürk, "Sadece bu talepleri karşılamak için bile otobüs sayısı 16 bine çıkmalı. Ama bence doğru olan bu değil" diyor.

İETT SUR İÇİNDE ÇALIŞSIN
Öztürk'ün yabancı metropollerdeki örnekleri inceleyerek geliştirdiği 'zon' projesinde, İstanbul 372 bölgeye ayrılmış. Önümüzdeki ay Beylikdüzü, Bahçeşehir gibi pilot olarak seçtikleri birkaç bölgede uygulamaya başlayacaklarını dile getiren Öztürk, bu bölgeler içindeki ulaşım otobüsler aracılığıyla sağlansa da, uydukentlerden merkeze geliş için diğer araçlarla entegrasyonun sağlanacağını belirtiyor. "Bu sistem banliyö mantığıyla çalışacak" diye konuşan Öztürk, denemesine başlanacak olan projeyi ve yola çıkış mantığını şöyle anlatıyor: "İstanbul'da çevreyolları ve ana arterlerde her gün 2.5 milyon insan taşınıyor. Bu yollarda tam bir araç nehri oluşuyor. Bu kadar yoğun bir taşıma süreci sadece otobüsle olmaz, bizim ağırlık vermek istediğimiz daha çok metro yatırımları ve tünel yollar. İETT sadece sur içine çalışsın istiyoruz. İstanbul geliştikçe buralara otobüs taşımanın bir anlamı yok. Sur dışında kalan bölgelerde yerel taşıma otoriteleri kurulsun, bunlar kendi içindeki ulaşımı sağlasın. İETT olarak biz sadece denetleyici ve koordine edici bir role sahip olalım. Otobüsler merkez dışı bölgelerdeki ulaşımı sağlasın, ama merkez ile çevre arasındaki ulaşımı metrobüs, tramvay gibi farklı araçlarla tamamlayalım. Büyük metropollerdeki banliyö mantığını işletelim. Bana göre, bunun için de metro, tramvay gibi araçlara yatırım yapılmalı."