Basında Gençlerbirliği galibiyeti

Avrupa'dan moralsiz dönen Beşiktaş, G.Birliği'ni 1-0 yenerek hayat buldu. Özellikle Şampiyonlar Ligi'nde aldığı kötü sonuçlarla taraftarlarını üzen siyah- beyazlı ekip, bu sonuçla kötü gidişe 'Dur' dedi. Basında çıkan yorumlar şöyle;

KAZIM KANAT: TAKIM RUHU YOK!.. (SABAH)

Feldkamp'ın öğrencisi Stumpf, hocasından hiçbir şey öğrenmemiş. Biraz baskıyı görünce oyunu ceza alanına sıkıştırdı ve 4-1-4-0 sistemi ile sadece Beşiktaş'ı bloke etmeye çalıştı. Hepsi bu! Sağlam ise Porto maçından sonra kendini yenilemeye devam ediyor. Yenilikleri şöyleydi;

1-Oyuna yüksek tempo ve presle başlayarak rakibini geriye yaslanmaya mecbur etti.

2-Burak'ı her topa deparla giden oyuncu kimliği ile sahaya sürdü. Mükemmeldi. Gol pozisyonlarında ise beceriksizdi.

3-Sağda Ali tercihi ofansa güç kattı.

4-Orta saha da serbest oynayan Serdar Özkan iyi işler yapmak için ayağında top tuttuğu anlarda, markajdan çıkamadı. Buna rağmen mükemmeldi.

5-Toraman-Zan ikilisi ilk toplara basmadaki paylaşımda hiç hata yapmadılar. Elbette; övdüğümüz Sağlam'a oyun ve oyuncu tercihinde çok ciddi eleştirimiz var:

A-Sol kanatta İbrahim Üzülmez'in yerine neden Mehmet Sedef denenmedi?

B-Mert Nobre'nin yerine neden Federico Higuain denenmedi?

C-Top kaybının yükseldiği ve orta sahanın rakibe verildiği anda neden Delgado çıktı? Avcı'nın girmesi ile iki ön liberoya geçmek ve skoru korumak Beşiktaş'ın futboluna ihanet değil mi?

D-Takım disiplini sıfır. Topu kaybeden yere düşüyor, ayağını tutuyor.

ÖMER ÜRÜNDÜL: TEK DEVRE YETTİ (SABAH)

Her zaman söylediğimiz gibi futbol ilginç bir oyun. Üç inanılmaz gol kaçıran Nobre devre biterken pozisyon yokken çok klas bir topuk vuruşu ile takımına skor avantajı getirdi. Bu gol de hem arkadaşlarına hem de kendisine büyük moral oldu.

Hafta içindeki Şampiyonlar Ligi maçının yorgunluğuyla Beşiktaş'ın ikinci yarıda temposu doğal olarak düştü. Gençlerbirliği de rakibini hızlı ataklarla tehdit etmeye başladı. Beşiktaş için artık gol bulmak zordu. Önemli olan skoru korumaktı.

Sonuçta Beşiktaş zor günlerde önemli bir üç puanı kazandı. İki yeni oyuncunun performansına bakarsak ofansif bir bek olan Ali Tandoğan ilk yarıdaki etkili oyunda çok faydalı oldu. Uzun süre sonra görev alan Burak da çok hırslı ve istekliydi. Ama herzamanki gibi yine kolay pozisyonları gole çeviremedi. Dün bir kez daha gördük ki; Beşiktaş takım halinde çok yüksek tempo ile mücadele etmediği maçlarda herzaman organizasyon ve pozisyon sıkıntısı yaşar.

TURGAY DEMİR: ŞİLİLİ YETTİ! (FOTOMAÇ)

Günün bu saatinde maç oynamaya alışık olmayan futbolcular ilk dakikalarda afyon yutmuş gibiydiler. Özellikle Gençlerbirliği oyuncuları için geçerli bu söylediklerim. Beşiktaş daha iyi motive olmuştu. Tello dışında sıradışı oynayan bir futbolcusu olmamasına rağmen üst üste pozisyonlar buldu. Gençlerbirliği ayakta durmakta zorlanan boksör gibiydi. Bu görüntü sadece bir gol getirdi. Nedenini yukarıda açıkladık. İkinci yarıda Beşiktaş da durdu. Bu kez Gençlerbirliği net pozisyonlar yakalayıp kaçırdı.

Tam da lige ara verilecekken kazanıp tatile girmek her takım için iyi bir moraldir. Beşiktaş da bu tek gollü galibiyetle yara sarmış oldu. Bu galibiyet Ertuğrul hocayı da biraz daha rahatlatacaktır.

FATİH DOĞAN: POTANSİYEL (FOTOMAÇ)

Yıllardır sert ve ters futboluyla oynayan Gençlerbirliği karşısında dün Beşiktaş'ın sergilediği futbol, Ertuğrul Sağlam'ın ve takımın rahat bir çalışma ortamı bulması halinde ortaya çıkacak potansiyeli göstermesi açısından önemliydi. Ofansif futbolu bu baskı da oynamak ve 13 gol pozisyonu bulmak, dikkate alınması gereken önemli bir nokta. Bana göre kaçırılan gol pozisyonları, felsefe ve kaliteyi gölgeleyemez. Daha çok çalışarak ve birlikte oynayarak bu sorunlar aşılabilir. Yeter ki Beşiktaş ilk yarıda oynadığı futbolu oynamaya devam etsin. Yeter ki Beşiktaş kendi evlatlarına güvensin. Onlara huzur versin?

ALTAN TANRIKULU: GOL SIKINTII (HÜRRİYET)

ÇARŞAMBA Porto, pazar Gençlerbirliği.. İki rakip de kora kor mücedele eden, sahanın her yerinde pres yapmaya çalışan takımlar.. Beşiktaş, iki rakibe karşı da 90 dakika boyunca üstündü..

Çok gol pozisyonu buldu.. Şampiyonlar Ligi sınavında üst düzey bir kaleciye karşı oynadığı için kazanacak golü bulamadı.. Ligde golü bulmasına karşın farkı artıramadı.. Maçı hep riskli skorla götürdü.. Erhan'ın son dakikalarda yakaladığı pozisyon gol olsa, iki puan daha gidecekti..

G.Birliği maçın büyük bölümünde rakibiyle iyi mücadele etti. Ancak savunmanın belkemiği Traore çıktıktan sonra o bölgede sıkıntılar yaşadılar.. Hücumda Mehmet Çakır'ın şutları ise sonucu değiştirmedi.. Hakem Şimşek, tarafsız kalmaya ve maçın temposunu düşürmemeye çalıştı.. Nobre'nin golün de ise sadece yardımcı hakemin görebileceği bir ihlal vardı..

ATIF KEÇECİ: BASKILI FUTBOL 1 GOL GETİRDİ (ZAMAN)

Maç başladığında Siyah-Beyazlı takım, kafa olarak bugüne hazırlanmış olduğunu, maçın başında ortaya koyduğu mücadeleci futbolla gösteriyordu.

Başkent takımı, defans blokunu kalesinin ilerisinde kademelendirerek oyunu orta sahada kabullenmek isteğini maç boyunca uygulamaya koydu. Beşiktaş'ın çizgiye yakın oynayan iki kanat adamının bindirmelerini ve alışılan ortalarını göremedik. Artık gol şansı, duran top organizasyonlarına kalmıştı. Nitekim Nobre'nin kaleye sırtı dönük vaziyette eskilerin "tayın" dediği pozisyonla topu kaleye iterek göndermesi ile kazanılan gol, böyle bir köşe vuruşu sonucu kazanıldı.

SANLI SARIALİOĞLU: İLK YARIYA 'EVET'... (YENİ ŞAFAK)

Her şeye karşın ilk yarıda müthiş iştahli bir Beşiktaş vardı. Rakiplerini ısırıyorlardı. Ofansif zenginlik üst düzeydeydi. Çok adamla ileride çoğalabiliyorlardı. Tam 6 net gol pozisyonuna girdiler. Son vuruşlarda biraz becerikli olsalardı, ilk bölümde iş biterdi.

G.Birliği ilk yarıda tek pozisyona girdi. Bunun dışında defansında kapandı kaldı. Beşiktaş'ın yoğun baskısı altında ezildi. Ne kalesini koruyabildi, ne de atak geliştirebildi.

İkinci yarıda Burak, Nobre'nin yanına alındı. Ancak bu kez de Beşiktaş attığı tek golü yeterli gördü. Sadece zamana oynamaya başladı. Karşı kaleyi tamamen unuttu. Tek yapılan al gülüm, ver gülümdü. İşin ilginç yanı bunun ne büyük risk taşıdığını koskoca Beşiktaş'ta tek kişinin düşünmemesiydi. Haydi sahanın içindekiler akıl edemediler, Ertuğrul hoca neden müdahale etmedi? 47-54 ve 84'te G.Birliği iyi vuruşlar yapabilseydi, Beşiktaş tek puanla yetinmek zorunda kalırdı.

Gayet açık ve net gözüküyor. Bu takımın fizik kondisyonu berbat. Acil önlem şart. Oyuncular yerlerde sürünüyor. Yaşanan sıkıntılar daha çok bundan kaynaklanıyor. Porto maçında da bunu gördük, dün de. Maçın sonlarında ayakta kalan Beşiktaşlı futbolcu sayısı çok azdı. Serdar Özkan bile havlu attı. Tello ve Gökhan Zan takımın dirileriydi.

İlk yarıdaki Beşiktaş'a 'evet', ikinci yarıdakine 'kesinlikle hayır'. Üç puan kimseyi aldatmasın. Bu takım tekliyor.