UT
yaz boşluk bırak mesajını yaz 4122'ye gönder.
SMS:
?UT
Vicdana tatil yok
Birinci soru:
1. Nüfusun çoğu, hangi sosyal kesim, köken ve aidiyet ile mensubiyetten olursa olsun; yurtdışında veya içinde, herhangi bir dönemde yahut bugün veya her zaman, "kimliğinden ötürü" aşağılamaya maruz kalmış mıdır? İkinci soru:
2. Nüfusun çoğu, hangi sosyal kesim, köken ve aidiyetten olursa olsun; yurtdışında veya içinde, herhangi bir dönemde yahut bugün veya her zaman, başkalarını "kimliğinden ötürü" hiç aşağılamış mıdır? Üçüncü soru:
3. Siz bu sorulara kendi namınıza ne cevap verirsiniz?
Not 1: Aidiyet, öncelikle doğal kimliklerdir. Kimine göre ırk, kimine göre etnisite. İçine doğulan milliyet, millet, din, mezhep, renk, dil, şive, memleket, kültür, tabii ki cinsiyet. Bazen, sosyal sınıf.
Not 2: Aidiyet, mensubiyet; seçilen veya mecburen (sonradan) edinilen kimliklerdir hem. Cemaatten cemiyete, içinde bulunulan veya içine girilen sosyal sınıf, ideolojiler (onların da içine doğulabilir veya açıkça tercih edilmeden, öğretimle, doğal kimliklerle, aileyle edinilir), siyasi tercihler, hayat görüşü, hayat tarzı, kılık kıyafet, meslek statüsü, kulüp taraftarlığından sivil toplum örgütlerine çeşitli gruplar vesaire.
Yukarıdaki soruları bir daha düşününüz.
"Türk olarak" Batı'da, "esmer olarak" bir gümrükte, "Müslüman olarak" çok yerde ama, oralarda kökeniniz varsa, mesela Bulgaristan'da, Yunanistan'da "ikinci sınıf" görülmeyi bilir misiniz?
Kendi ülkenizde dindar, çok dindar yahut inançsız olarak aşağılamaya, korkuya, endişeye sürüklendiniz mi hiç?
"Laik devlet" in gücü ve zorlamaları karşısında kimliğinin aşağılandığını düşünenlerden kaçta kaçı, kendisi kadar veya kendisi gibi inanmayanları aşağılamaktan, onlara diş bilemekten de utanmıştır?
Kendi ülkenizde, Kürt olduğunuz için, Alevi olduğunuz için korku, dışlanma, aşağı görülme hissiniz oldu mu?
"Sünni Kürt" karşısında "Alevi Kürt" olmak nasıl bir şeydi?
Ya "Süryani Hıristiyan Türk" olarak "Müslüman Kürt" karşısındaki konumunuz veya tersi elbette?
Dünyanın çok yerinde kimi Ermenilerin veya ne bileyim Kıbrıs'ta ya da başka yerde Rumların "aşağılaması, hakareti" ne "Türk olduğu" için maruz kalabilenlerden, İsrail'in, ABD'nin Müslümanları aşağılamasından nefret edenlerin kaçta kaçı bir Rum'u Rum olduğu için, Ermeni'yi Ermeni olduğu için, Yahudi'yi Yahudi olduğu için aşağılamaktan alıkoyabilmiştir kendini?
Doğal kimlikleriniz, milliyetiniz, etnisiteniz, dininiz, mezhebiniz aynı olduğu durumda dahi, bir başkasını, mesela sırf kadın, sırf yoksul, sırf farklı, sırf altınızda bir sosyal veya mesleki statüde, rütbede olduğu için, sırf bedenen güçsüz olduğu için, sırf itiraz edemeyeceğinden emin olduğunuz için, eli kolu bağlı halinden ötürü aşağıladığınız oldu mu hiç?
Şu da olabilir: O sebeplerden dolayı, o şekilde aşağılandığınız veya aşağılandığınızı derinden hissettiğiniz oldu mu peki?
En önemlisi şu:
Her ikisi de oldu mu?
Şu yüzden, en önemlisi o:
Çoğumuzun hayatı,
hem aşağılanarak, hem aşağılayarak; her ikisini birden yaşayarak, bazen ardışık, bazen aynı anda idrak ederek geçiyor. Hem cellat oluyoruz, başkasının kimliği, kişiliği üstünde.Hem kurban, bir başkasının baskın, hakim, mütehakkim kimliği veya gücü altında. Herhalde, insanın birbirine ve kendine en büyük ihaneti, en kıyasıya alçaklığı, bundan asla
"insani" bir sonuç çıkaramaması olmalı.
Aşağılanmaktan, hor görülmekten, kimliğinin, kişiliğinin saldırıya, şiddete, baskıya maruz kalmasından nefret ettiğinde dahi, bir başkasını aşağılamaktan asla nefret etmemesi, vazgeçmemesi.
Tabii bir de, boyun eğmeyi, boynunu eğmesini zaten doğal sayıp eğdirmeyi de normal görenler var ki, aynı kitapta başka bir hikâye.
Yayın tarihi: 7 Ekim 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/10/07//talu.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.