İstediğim her konuda yazma hakkına sahibim

* 'Bir Gün romanı için çok eleştirildiniz; Ayşe Kulin yeni bir şey söylemiyor, oturduğu yerden ahkam kesiyor diye... Yine eleştirilebilirsiniz...
'Bir Gün'de; Batı'da yetişmiş bir kızla, Doğu'da yetişmiş bir kızı ele aldım. Biri aşiretten geliyordu, biri vali kızıydı. Ve kadın olarak bu hayattaki durumlarını verdim, farklılıkları ortaya koydum. Kürtler'e yapılanları dile getirdim, Kürtler'in bize yaptıklarını dile getirdim oturduğum yerden gördüğüm kadarıyla. Ve biz kardeş olmalıyız, çünkü aynı güneşin altında yaşıyoruz, aynı suda yıkanıyoruz mesajını vermeye çalıştım.

* Yani...
Ben orada Kürt sorununu niye ve nasıl çözeyim! Ben siyasetçi değilim, sosyolog değilim. Nitekim bu konu için birtakım insanlar bir masanın etrafında buluştular, ben çok güldüm onlara. Aralarında yazarlar da vardı, bir yazar bir şiir yolladı Anadolu'ya, o muydu çözüm! Zaten bunu yazarlar çözemez; halklar çözecek, kafa yapıları çözecek, siyasi irade çözecek. Bir roman bir olaya çözüm getirsin diye yazılmaz. Ama her yazar istediği konuda yazma hakkına sahiptir. Bir köşe yazarı, hiçbir birikimi veya bilgisi olmadan nasıl her Allah'ın günü her konuda köşesinde ahkam kesebiliyorsa, bir yazar da istediği konuda hakkına yazma hakkına sahip. Üstelik ben roman yazıyorum, kitapçı raflarında duruyor, herkesi köşemden tetiklemiyorum! Eleştiren eleştirsin...