Beyaz'ın sihri

BEYAZ'ın garip bir aurası var. Bu ışık halkası ekranda pek fark edilmiyor. Stüdyosuna girdiğinizde sizi içine aldığını hissediyorsunuz. Doğru zamanda doğru soruları soruyor. Öyle sempatik, öyle samimi ki bırakın ağzınızdan laf almayı, pantolonunuzu çekip alsa, fark etmezsiniz. Perşembe gecesi CNN Türk'teki "Nası Yani?"de televizyon tarihini konuştuk. Neşeli bir sohbetti. Ancak sunucuların ilk program heyecanıyla olsa gerek, "asıl konuşmamız gerekenleri" yanımızda eve geri götürmek zorunda kaldık. Beyaz'ın partneri olmak da zor. Adam öyle bir laf cambazı ki, yanındakine söz bırakmıyor. Hele bu kişi Güven Kıraç gibi halim-selim, efendi biriyse... Ama Kıraç da dekor gibi kalmadı doğrusu. Teatral yeteneğini ve mizah duygusunu öyle doğru anlarda kullandı ki, koltuğu hak ettiğini hepimize gösterdi. Sohbet aralarında canlandırdığı o duygusal karaktere ise bayıldım. Hazır söz Güven Kıraç'tan açılmışken, bombayı da patlatayım: Kıraç, önümüzdeki günlerde bir Hollywood filminde rol alacak. Hem de Val Kilmer ve Fay Dunaway ile birlikte. Beyaz'ı ise bugüne kadar hiç alışık olmadığımız son derece farklı bir format içinde, yeni bir programda izleyeceğiz. NTV'nin aynı saatteki rakip programı "Haydi Gel Bizimle Ol"un tekrarına yetiştim. Programın yıldızının konuk Cem Yılmaz olması beklenirken, Müjde Ar ve telefonla katılan annesi Aysel Gürel'in fena halde rol çaldığına şahit oldum. Müjde Ar'ın yüzünün bir televizyon programında bugüne kadar kullanılmamasını ise "talihsiz bir rötar" olarak değerlendirdim. Bu arada Aysun Kayacı'nın bir hayale dalar gibi Cem Yılmaz'a hayran bakışlarını yakaladım. Bir de sürekli dudaklarını yalayıp, duruyordu. Geçirdiği son silikon operasyonuna bağladım... Cem Yılmaz'ın ise işi zor. "Türkiye'yi güldüren adam"dan her an bir espri bombası bekliyorsunuz. Bu beklenti de Cem'i fena halde geriyor. Bugüne kadar televizyona iş yapmamasının nedeni de bu kaygı olsa gerek...