kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 3 Ekim 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
HINCAL ULUÇ
Hıncal'ın Yeri

Gazetecilik neydi, ne oldu?..

Bakın Türkiye'de ne kadar gazetecilik okulu varsa, bu kitap hepsinde ders olarak okutulmalı.. Gazeteci olmak isteyenler, bu kitaptan sınava sokulmalı..
Yooo.. Öğrenciler kızmasın, korkmasın, "Başımıza yeni bir ders, yeni bir sıkıntı çıktı" diye.. Çünkü bu kitap heyecanlı bir roman sanki.. Bir nefeste okuyorsunuz, merakla, keyifle, heyecanla..
Necati Ağabey (Zincirkıran) gazeteciliğin kitabını yazmış adeta..
Nasıl Gazeteci Olunur, Gazete Nedir'in kitabı..
Ve de işin acıklı yanı, gazeteciliğin nerden nereye geldiğinin..
En ilkel, hatta olmayan imkânlarla nasıl gazetecilik yapılırken, bugün, daha dün uzay dizilerinde, bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz ve iç çektiğimiz teknolojileri kullanmaya başlamış mesleğimizdeki çöküntünün de farkına varıyorsunuz, okurken..
Bu imkânlar o gün olsaydı?..
Ya da o günkü gazeteciler, o günkü gazetecilik anlayışı bugün olsaydı, 70 milyonluk Türkiye'de toplam gazete tirajı 4 milyon gibi komik bir rakam mı olurdu?.. Mesela 90 milyonluk o dünyanın en zor alfabesine sahip Japonya'da mesela, tirajı 10 milyon civarında dört gazete varken sadece..
Bugün gazete okunmuyor diye şikâyet ediyoruz..
Niye okunmadığını Necati Ağabey'i okurken anlıyor insan..
Niye okunsun ki?..
Gazete mi yapıyoruz biz?.. O günlerin gazete ve gazetecilerini okurken, bugünkülerin ne olduğunu sorgulamaya başlıyorsunuz..
Gazetecilik oysa, bugünkü ne?..
Ben Necati Ağabey'i tanıdığımda, o Bab-ı Ali'nin taçsız kralıydı.. Hürriyet bir efsaneydi. Necati Ağabey de, o efsanenin beyni.. Kudretli yöneticisi.. Adını duyduğunuzda ayağa kalkmak, ceketinizi iliklemeyi düşünürdünüz.. O kadar kudretli.. Saygın..
Asker dönüşü "Seni Zincirkıran İstanbul'da bekliyor, görüşmek için" dediklerinde başım dönmüştü..
Ben Ankaralı kıtıpiyoz, 3-5 bin satan yerel gazetelerden öte geçmemiş, üstelik son iki yıldır askerlik dolayısıyla iyice ortadan kaybolmuş genç Hıncal'ı, mesleğin en büyüğü nerden tanır, niye o efsane Hürriyet'e çağırırdı ki?.
Nasıl heyecanla gittim.. Hürriyet'in Cağaloğlu'ndaki o gerçekten büyük kapısından nasıl içeri girdim, Necati Ağabey'in odasının önünde randevu saatimizi nasıl bekledim, hâlâ unutmam..
İçerde bana aklımdan, hayalimden geçmeyen bir görev teklif etti. "Yazı İşleri Müdürlüğü!.."
Efsane gazetenin, efsane yöneticisinin yardımcılığı yani.. Daha 60'lı yıllar!..
İstanbul'a taşınmaya henüz hazır mı değildim, teklifin büyüklüğünün altında mı ezildim, hala bilmem..
"Hayır" dedim.. Böyle bir teklif almış olmanın gururuyla Ankara'ya döndüm.. Taa ki, 1980'de bu defa Ercan (Arıklı) "Gel" diyene kadar.
Sonra Necati Ağabey'le çok yakın olduk. Sabah'ta bir ara birlikte çalışmacasına.. Ahbab, arkadaş olduk..
Epsilon Yayınları'ndan çıkan "Olaylar, Anılar ve Gerçekler" adlı kitabında Necati Ağabey, 1950'de başlayan gazetecilik serüveninde, kendisini, gazeteleri, Babı Ali'yi, İstanbul'u ve Türkiye'yi paralel anlatıyor.. Ama ne keyifli, ne lezzetli, ne meraklı anlatıyor.. Anlatıyor.. Anlatıyor..
Abdi İpekçi, Milliyet'e transfer olunca, onun yerine Beyoğlu Muhabiri olarak başlamış Yeni Sabah'ta, İngilizce biliyor diye..
Beyoğlu Muhabirliği Türkiye'ye gelen yabancılar, İstanbul'daki diplomatlar, uluslararası toplantıları izlemek demek.
Yeşilköy Havaalanı, Sirkeci Garı, Galata Rıhtımı'ndan kimler giriş yapıyor.. Tokatlıyan, Park, Perapalas, Bristol otellerinde kimler kalıyor?.. Kuş uçurtmayacaksın.
Müthiş bir savaş var, Beyoğlu Muhabirleri arasında..
Rakip, birbirini atlatmak için her gün yarışan isimlere bakar mısınız?..
Sinan Korle .. 35 yıl New York Birleşmiş Milletler Protokol Müdürlüğü yaptı..
Haluk Durukal .. Miltur'u kuran adam..
Fethi Pirinççioğlu .. VIP Turizm. Türkiye'yi dünyaya açan ilk büyük seyahat acentası kurucusu..
Hıfzı Topuz .. Paris, Unesco'da 24 yıl Haber Dolaşım Şefi oldu.
Faruk Fenik.. Nuyan Yiğit .. Türkiye'nin en önde gelen gazetecileri oldular sonra..
Düşünün bunlar muhabir.. Haberci yani..
O zaman gazete haber, gazetecilik muhabirlikti çünkü.. En önemli adamlar, en büyük imzaların sahipleri, muhabirlerdi. Yarışı muhabirler yapar, gazeteleri onlar okuturdu. En iyi parayı onlar kazanır, en popüler transferleri onlar yapardı.
Gazete ajanslarla gündemi izlemez, muhabirleri ve onların özel haberleriyle gündem yaratırdı.
Bugün bana "Muhabir" adı saysanıza beş tane, Türkiye'nin tanıdığı!..
Necati Ağabey, o günlerden adım adım bugünlere geliyor.. Habercilikle, muhabirlikle birlikte gazeteciliğin de bitişine.. Ölümüne.. ve son notu Şubat 2007'de koyuyor..
"Yarın genç, dinamik ve yaratıcı biri yeterli para ile ortaya çıkıp 'Ben Türkiye'de gazeteyi yeniden icat ediyorum' derse, farklılığı gerçekten yaratabilirse, ayakta hangi gazeteler, hangi gazeteciler, yazarlar, çizerler kalabilir bunu kestirmek güçtür. Ama bir gün mutlaka Türkiye'de gazete yeniden icad edilecektir. Çünkü bu meslek bugünkü haliyle sürdürülemez!"
Gazetecilik Okulları yönetenler!.. Bu kitabı okutun.
Genç gazeteciler, gazeteci olmak isteyenler, bugün gazeteleri yönetenler, Genel Yayın Müdürleri, olmayan istihbaratın şefleri, editörler, yazarlar, çizerler, muhabirler okuyun!.
Bu kitabı, okuma yazması olan herkes okumalı!..