TBMM'nin yasama yılına başlaması dolayısıyla Meclis Başkanı
Köksal Toptan'ın verdiği resepsiyon oldukça kalabalık. Resepsiyon saati 19.00 olarak belirtilmiş olsa da milletvekillerinin çoğunluğu saat 18.30'da gelmiş; tören salonunun yarısı dolmuş...
İftarını açma derdindeki milletvekilleri yemeklerin sıralandığı bölüme akın etmiş; salonu yine erkek hakim görüntü kaplamış.
Toptan'ın, daveti eşli yapmasına karşın, milletvekillerinin neredeyse hepsi eşsiz gelmiş.
Aktifliğin çatışması Bu hava içinde sohbet ediyoruz.
MHP milletvekilli eşlerinden biri salonu gösterip soruyor:
"O kadar kriz yaratıldı; bugün niye eşlerini alıp gelemediler?" Salonun diğer tarafında, anayasa değişikliği ve üç hafta sonra yapılacak referandum tartışılıyor. Yargı organları başkanları, anayasa değişikliğinin yapılış yöntemini eleştirip, harcırahları konusunu konuşuyor.
Biraz ilerde duran MHP lideri
Devlet Bahçeli'nin yanına gidiyorum.
Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül'ün konuşmasını dikkatle takip ettiğini belirtip ekliyor:
"Konuşmasından çıkardığım, 'aktif politikanın içinde olacağım' diyor. Ama bu politikasında, hükümetle arasında çatışma çıkabilir..." Yani anayasanın hazırlanış yöntemine tepki koyuyor, gerilimlere yol açabileceği uyarısında bulunuyor.
Fazla konuşmak istemiyor,
"Yarın (dün) Grup toplantımızda detaylı açıklamada bulunacağım" diyor.
"Enerji açığa salınmadan" Nitekim dün MHP Meclis Grubu'nda şu önemli cümleyi söylüyor:
"Dileğimiz, gerilim sonucu oluşacak birikim ve enerji açığa salınmadan, demokrasimizin devamının mümkün olması ve iktidarın da bu öngörüye ulaşmış bulunmasıdır..." Toplantı sonrası MHP liderinin yakın çalışma arkadaşlarıyla konuşuyorum.
Yukarıdaki cümlenin metne düşünülerek konulduğunu belirtiyorlar.
"Gerilim sonucu oluşacak birikim ve enerjiden" neyi kastettiklerini de şöyle açıklıyorlar:
"28 Şubat veya 27 Nisan benzeri bir sürecin yaşanmamasını kastetti..." Bu yönde kaygıları olup olmadığını sorduğumda şu yanıt geliyor:
"Var ki söylüyoruz..." 21 Ekim'deki anayasa referandumunda MHP'nin tavrını sorduğumda
"Hazırlık içinde değiliz" yanıtını vermekle yetiniyorlar.
Referandum sonrası cumhurbaşkanını halkın seçmesinin gündeme gelebileceğine işaret ediyorlar; YSK Başkanı'nın,
"Buna biz karar veririz" açıklamasını anımsatıyorlar.
Cesareti olan varsa Başbakan Erdoğan ise AK Parti grubunda net konuşuyor;
"12'nci Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçileceğini" söylüyor.
Nitekim, önceki geceki AK Parti yönetiminde de konu tartışılıyor.
Referandum sonrası seçimin gündeme gelebileceği dile getiriliyor.
Ancak,
"Referandumdan 'Evet' oyu çıksın, Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesine kimse cesaret edemez. Yeni Cumhurbaşkanı 7 yıl sonra seçilir" görüşünde birleşiliyor.
Üç hafta sonra yapılacak olmasına rağmen Ankara'da muhalefet referandum olmayacak gibi gelişmeleri uzaktan izliyor.
Yayın tarihi: 3 Ekim 2007, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/10/03//sarikaya.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.