CHP, bir yandan kendini yenilemeye çalışıyor, öte yandan yeni muhalif sesler yükseliyor.
Bu seslerin arasında iki isim herkesin ilgisini çekiyor;
Şinasi Öktem ve
Güldal Okuducu ...
Baykal'ın son 30 yıldır vazgeçemediği iki kardeş siyasetçi.
Politikada az sayıda da olsa böyle örnekler var.
Ama CHP'li bu kardeşlerin diğerlerinden farkları da var.
İkisi de aktif siyaset yapıyor...
Biri Ümraniye'de belediye başkanıyken, diğeri partinin kadın kollarının faal üyesiydi.
Biri İstanbul il başkanı oldu, diğeri CHP'nin kadın kolları başkanı.
Biri geçen dönem milletvekiliydi, diğeri bu dönem CHP İstanbul Milletvekili.
Daha ne olsun... Koca CHP'de bu görevlere gelecek kimse bulunmadığı için her şey iki kardeşin omuzlarına yıkılmış durumda. Buna bir de en zor zamanda Baykal'ı savunmayı eklemek gerekir.
Ama son seçimlerde
Baykal, iki kardeşten sadece birini milletvekili yapmaya kalkınca keyifleri kaçtı ve onların hayatında yeni bir dönem başladı.
Artık
Öktem kardeşler de
"Baykal muhalifleri" arasına girmişlerdi.
"Timsah gözyaşları..." Parti tabanı ağırlıkla,
"bu işin içinde bir bit yeniği var" düşüncesi taşısa da şu sorunun cevabını yine de birçok insan merak ediyor:
"Ne oldu da iki kardeş birden kılıçlarını çekti?" Doğrusu muhalefet gerekçeleri de tam
"timsah gözyaşları" döktürecek cinsten...
Bakın
Güldal Okuducu ne diyor:
"Partinin yok edilen hukukuna karşı hukuk savaşı veriyorum."
Acaba o
"yok edilen hukukta" kendi payları ne kadar?
Aslında CHP kulislerinde bu kavganın perde arkası farklı anlatılıyor.
O fark da
Şinasi Öktem'in İstanbul İl Başkanlığı dönemindeki gücünde yatıyor.
Denilenlere göre il başkanlığına
Gürsel Tekin atanınca bütün hesaplar alt üst oldu ve dengeler bozuldu.
Görünen o ki daha da bozulacak.
Çünkü kavga burada kalmayacak gibi...
"İçimizdeki taşeronlar..." Yeni il başkanı
Tekin, daha göreve gelir gelmez ilk işi 20'ye yakın ilçe yönetimini görevden almak oldu.
Gerekçesi de ikna ediciydi:
Yenileşme... Ancak parti tabanına göre tek neden
"yenileşme" değildi. Asıl amaç onun kadar önemli olan
Şinasi Öktem'in dizayn ettiği örgütteki delege gücünü kırmak. Önümüzdeki kongrede güçlü olmanın başka yolu yoktu.
Hesaplaşmanın asıl nedeni İstanbul'daki
iktidar savaşı... Bu savaşın bir ucunda Baykal, Gürsel Tekin ve Mehmet Sevigen, öteki ucunda ise
Öktem, kardeşi Güldal Okuducu ve
Ali Topuz görünüyor.
CHP İstanbul İl Başkanı
Gürsel Tekin'in eli çok daha güçlü... Bu nedenle de meydan okuyan bir tavırla şöyle diyor:
"Biz sadece AKP ile mücadele etmeyeceğiz, içimizdeki taşeronlarla da mücadele edeceğiz." Peki, kim bu
"taşeron" siyasetçiler?
İl Başkanı
Tekin devam ediyor:
"İstanbul'da bir kısım ilçe yöneticilerini görevden aldık. Bunlardan iki örnek vereyim, Maltepe ve Eyüp. Eyüp ilçesinde AKP'li belediye başkanının bürokratı ve kardeşi yolsuzluktan içeri alınmış. Maltepe'de başkanın kardeşi yeşil alanı imara açmış. Bunlar gazetelerde yer aldı. Peki, bizim ilçe yöneticileri bu olaylar karşısında ne yapmış? Hiçbirinin sesi çıkmamış. İşte biz bu yüzden onları görevden aldık."
CHP'deki parti içi iktidar savaşı bu kez her zamankinden sert geçecek. Elbette muhaliflerin işi kolay değil ama Baykal ve çevresinin işi hiç kolay değil.
Eğer içeriden yükselen yeni muhalefetle, CHP dışı muhalefet
"ortak bir nokta" da buluşursa bu kez çok şey değişir.
Mevcut yönetimle yola çıkan siyasi aktörlerin
"dipten gelen muhalefet dalgası" na hazır olması gerekiyor.
Yayın tarihi: 29 Eylül 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/29//haber,B4A43E4C7137452DB9D3904575DA5210.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.