Hep şikayet ederiz, "Geciken adalet, adalet değildir" diye... Hukuk sistemimizin revize edilmemesi nedeniyle mahkemeler dava dosyalarıyla tıka basa doldu. Yeterli salon ve hakim bulunamadığı için de en basit ceza davasının sonuçlanması 3-4 yılı buluyor. Böylece adalet geciktikçe, terazinin topuzu elden kaçıyor! Oysa televizyon dizilerinde çok farklı bir görüntü var. Örneğin Sıla'da Boran Ağa "şak" diye serbest kaldı. "Bıçak Sırtı"nda bir otopsi raporuyla, duruşma bile yapılmadan cinayetten hüküm giyen arkadaşı serbest bıraktılar. Kuzey Rüzgarı'ndaki cinayet davasının sonuçlanma hızı ise neredeyse bir dünya rekoruydu. Ancak bu konuda kimse Pusat'ın eline su dökemezdi. Pusat maçta bir araba dayak yiyor. Yüzü gözü kan çanağı gibi. Aynı akşam hamamda babasını vuruyor. Sonra genç boksörü hapiste görüyoruz. Yüzü gözü yine mosmor. Belli ki yaralarının iyileşeceği kadar bile süre geçmemiş. Ama koğuştaki mahkum, Pusat'a "Kaç yıl yedin?" diye sorunca, bizimki "Altı yıl" diyor. Belli ki bu cinayet davasında mahkumiyet kararı neredeyse iki haftada çıkıvermiş!.. Televizyon dizilerini izleyen hakimler, savcılar, avukatlar kim bilir ne kadar gülüyordur...
Bugünkü Tüm Yazıları
Dizilerdeki adaletin hızına yetişilemiyor!
Yayın tarihi: 22 Eylül 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/22/gny/haber,4EA4B4A6CF314D68A037892043ACEB41.html
Tüm hakları saklıdır.