Aslına uygun şekilde restore edilen santralistanbul’un sergi salonu, eski kazan dairelerinin bulunduğu alanda yer alıyor. Salon şimdi ‘Modern ve Ötesi’ sergisine ev sahipliği yapıyor.
İLİŞKİLİ HABERLER
Amerikan banliyösü hayatından kültür merkezine
Amerikan banliyösü hayatından kültür merkezine
Silahtarağa Santralı, artık santralistanbul adıyla kültür alanında hizmet veriyor. Bir dönem lojmanlarında Amerikan banliyösü hayatının yaşandığı santralın çalışanları da açılıştaydı..
İstanbul'daki Silahtarağa Elektrik Santralı, en güzel yıllarını bundan yarım yüzyıl önce yaşadı. Yaklaşık 500 kişinin çalıştığı santralın çevresi duvarlarla örülüydü. Bu duvarların içinde lojmanlarda yaşayanların deyimiyle "Amerikan filmlerinde gördüğümüz banliyö yaşamının aynısı," vardı. Silahtarağa, Osmanlı Devleti'nin İstanbul'a hizmet veren ilk elektrik santralıydı. Haliç'in bittiği Kâğıthane ve Alibeyköy derelerinin ağzında kurulan santral, 1914'ten 1952'ye kadar tek başına İstanbul'un elektriğini sağladı. Ancak ilerleyen yıllarda üretim kapasitesi azalmaya başladı. Buna bağlı olarak da çalışanların sayısı yıllar içinde 300'e kadar düştü. 1983'te ise santraldakı elektrik üretimine son verildi. Buna en çok üzülenler ise hayatı boyunca orada yaşamış, evlenmiş ve hatta çocuk sahibi olmuş çalışanlar oldu. Onlar uzun yıllar sonra ilk kez geçtiğimiz hafta, hayatlarını geçirdikleri bu santralda buluştu. Sebebi ise Silahtarağa'nın bir eğitim, kültür ve sanat merkezi olarak, santralistanbul adıyla yeniden hayata geçmesiydi. Makine ve kazan daireleri, idari binaları, lojmanları, kömürün indirildiği geniş yerleriyle geniş bir alana yayılan santral, bugün İstanbul'un önemli endüstri mirası örneklerinden. İstanbul Bilgi Üniversitesi'ne tahsis edildikten sonra santralistanbul ismiyle yeniden açılan mekânda, santralın makine dairelerinin korunarak sergilendiği Enerji Müzesi yer alıyor. Bunun yanı sıra eski iki kazan dairesinin yerinde sergiler düzenleniyor. Örneğin 29 Şubat 2008'e kadar 'Modern ve Ötesi' adlı sergi, sanatseverlerle buluşuyor. Yapılan restorasyona ve mekânın bu şekilde yeniden kazanılmasına en çok sevinenler ise kuşkusuz eski Silahtarağalılar oldu. Santralistanbul'un geçtiğimiz hafta yapılan açılış gecesinde elektrik santralının çalışanlarıyla konuştuk. Hepsi bir zamanlar yaşadıkları santralı, bu şekilde gördükleri için çok mutluydu. Ve eski arkadaşlarıyla buluştukları için... Onlara eski günlerini sorduk ve duygularını paylaştık. Yaşları 50 ile 80 arasında değişen tüm santral çalışanları, Silahtarağa'da arkadaşlığın çok farklı yaşandığını anlattı. Örneğin 1974-82 yılları arasında kimya mühendisliği yapan Ahmet Arık, Silahtarağa'dan başka pek çok yerde çalıştığını ama burasının bir başka olduğunu anlatıyor: "Çalışanların ilişkisi çok iyiydi. Herkes kibardı." Pek çok kişiye göre bu sıcaklık, eski Osmanlı terbiyesinden geliyor. Çünkü burada ilk yıllarda, dedeleri yaşında Osmanlı beyefendileriyle aynı ortamda bulunduklarını söylüyorlar.
'KAZANCILIKZOR İŞ'
Silahtarağa çalışanları, geçmişteki güzel günlerin yanı sıra işlerinin hiç de kolay olmadığı konusunda hemfikir. Kapanana kadar santralda kazancılık yapan Tuncay Turan, çalışma şartlarını şöyle anlatıyor: "Kazancılık çok zor bir işti. Çünkü burası iptidai bir santraldı. Bizim çalıştığımız yerde şimdiki gençlerin çalışacağını sanmıyorum. Yaptığımız işler çok ağırdı. Örneğin kazan arıza yaptığında içine girerdik. Yani hayati tehlikemiz vardı. En ufak bir hatada yanarsınız, bir yeriniz değse, deriniz orada kalırdı." Neyse ki Turan'ın başından böyle bir olay geçmemiş.
İLİŞKİLİ HABERLER
Amerikan banliyösü hayatından kültür merkezine
Yayın tarihi: 22 Eylül 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/22/ct/haber,519D4DE48B2843C09B3467F3803C0731.html
Tüm hakları saklıdır.