Taciz davası 6 yıl sürdü sonuç ise 1800 YTL ceza

Beyoğlu'nda 2001 yılında yürürken elle sarkıntılığa uğrayan 35 yaşındaki tekstilci A.Ü., sanığı 2002'de beş ay hapis cezasına çarptırmayı başardı. Ancak yedi ay kadar önce Yargıtay'ın kararı doğrultusunda yeniden davayı gören mahkeme bu kez sanığı yeni TCK'ya göre bin 800 YTL para cezasına çarptırdı. Sonuçtan memnun olmayan A.Ü., "Değil tacize, tecavüze uğrayan kadınların neden şikâyetçi olmadıklarını anladım. 2-3 celsede çözülebilecek bir olay 6 yıl sürdü. Haklı mücadelemin sonu gelmedi" dedi. Balık Pazarı girişinde 2001 yılının haziran ayında yürüyen A.Ü. arkadaşlarının yanında kendisine elle sarkıntılık ettiğini iddia ettiği Hüseyin Çakmak'tan şikâyetçi oldu. A.Ü., sanığın göğsünü ellediğini iddia ederken Çakmak ise A.Ü. ile çarpıştığını ve kendisini yanlış anladığını ifade etti. Beyoğlu 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nde görülen dava 2002'nin ekim ayında sonuçlandı. Çakmak, "Sarkıntılık" suçundan 5 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ancak Çakmak, Yargıtay'a başvurdu. 7 ay önce Yargıtay, davanın yeni TCK'ya göre yeniden görülmesine karar verdi. Yerel mahkeme de bu kez sanığın 1800 YTL para cezasına çarptırılmasına karar verdi.

HAKLIYDIM AMA...
Dava süreci boyunca olayı ailesinden gizleyen A.Ü, bu kararın ardından tacizcinin değil, kendisinin mağdur olduğunu söyledi. Şikâyetçi olduğuna pişman ettiklerini, 6 yıl süren davanın basına yansıması sonucu ailesinden tepki aldığını belirten A.Ü. şöyle konuştu: "Tacizci ceza aldı, temyize gitti. Sonra cezası 1800 YTL paraya çevrildi. Değil tacize, tecavüze uğrayan kadınların neden şikâyetçi olmadıklarını anladım. Davacı olarak hem zamanınızı, hem de paranızı çalıyorlar. Olayda bir sürü şahit olduğundan 2-3 celsede çözülebilecek bir olay, tam 6 yıl sürdü. Bunca yıl bu kişinin benim vücuduma izinsiz neden dokunduğunu sorgulayamadılar. Bu, örnek teşkil edecek bir davaydı. Haklı mücadelemin sonu gelmedi. Tacizci değil, ben mağdur oldum."