Geçtiğimiz temmuz ayıydı.
4-6 Temmuz arasında Atina'da
"Yakınyol Deniz Taşımacılığı" üzerine bir toplantı yapıldı. Toplantıya katılan İtalya'nın
Pisa Üniversitesi Öğretim Üyesi
Profesör Dr. Alga Foschi bir tebliğ sundu. Foschi, gündemine
'UN Ro-Ro' yu almıştı. Foschi, bu modelle kurulan pek çok şirketin battığını söylüyor, çok ortaklı UN Ro-Ro'nun başarılı işletmecilik modelinin iyi analiz edilmesini istiyordu.
UN Ro-Ro,
Akdeniz havzasının lideriydi.
Sırf bizim gibi başarıya aç ülkelerde değil, gelişmiş ülkelerde bile bu tip akademik bilgiler çok değerli.
UN Ro-Ro da öyle!..
İhracatı ve lojistikteki gelişmeleri yakından izlediğim için UN Ro-Ro'nun satışının ve AB lojistik sektöründe nerede durduğunun farkındayım. O yüzden UN Ro-Ro'nun kuruluşuna öncülük eden
Saffet Ulusoy'u kutluyorum.
Gelin görün ki; ortada ciddi bir sorun var. UN Ro-Ro satışı, yolcu taşımacılığından liman işletmeciliğine, turizmden tekstile, kurdukları holdingle yola devam eden
Ulusoy kardeşlerin bile arasını açtı.
Bir tarafta holdingin ve Un RoRo'nun kurucusu
Saffet Ulusoy ile
Futbol Federasyonu Başkanı olan oğlu
Haluk Ulusoy var. Diğer yanda küçük kardeşi
Yılmaz Ulusoy ile rahmetli Cemal Ulusoy'un oğlu
Alican Ulusoy duruyor. Saffet Ulusoy,
"Satışa karşıyım" diye bas bas bağırıyor. Yılmaz ve Alican Ulusoy ise satışa "
devam" diyor.
İpler iyice geriliyor.
Çünkü Saffet, Yılmaz ve Alican Ulusoy, UN Ro-Ro'da
yüzde 7.5 oranında ayrı ayrı hisseye sahip. Söyleyecekleri söz, diğer ortakların tavrını belirler. Durum bu olunca UN RoRo satışı kolay çözülecek bir şirket satışı olmaktan çıkıyor. Ancak daha bir yıl önce şirketin profesyonel yöneticilerine satış yetkisini veren Saffet Ulusoy, şimdi niye bu satışa karşı çıkıyor?
Ulusoy diyor ki; "Satış rakamı bu şirket için
çok düşük . Satış süreci
şeffaf olmadı. Bu şirket
tek başına yabancıya satılamaz!"
Peki, şimdi ne olacak?
Saffet Ulusoy konuşuyor; "Bu üç nedenden dolayı ortakların
yüzde 50'si satışın iptalini istedi. O yüzden satış yetkisini verdiğimiz iki profesyonel
Erol Soylu ve
Cüneyt Solakoğlu'ndan satış yetkisini geri aldık
. Kimse satış için diretemez. Solakoğlu'na yıllık
600 bin dolar maaş veriyoruz. Yapılan protokol gereği bu satışa yaptığı aracılıktan dolayı
18 milyon Euro alacaktı. Şimdi bu olmayacak."
Ne diyelim!..
Sadece sorduğumuz sorulara yanıt bekleyelim.
Bu satış ders kitabı olur! Türk insanı kavga etmekten bıkmadı.
Türk şirketlerinde de ortaklar ve profesyoneller kavga halinde. Ben ise bir başka kavgalı Türk şirketini izliyorum. Rusya'nın başkenti
Moskova'dayım.
Turkcell'in Rus ortağı
Altimo'nun yöneticileriyle Turkcell'in geleceğini konuşuyorum.
Türkiye'de ise UN Ro-Ro kavgasının dozu giderek artıyor.
"OYAK ve Akfen havlu attı!" Madem,
"Şirket stratejik, OYAK nerede?" diye sormuştum. OYAK Holding'den henüz ses çıkmadı. Ama Akfen'in Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın aradı.
"Havlu atmadık, bekliyoruz," dedi.
UN Ro-Ro'da bekleyen üç şirketten biri
AkfenLehman Brothers. 900 milyon Euro verdi, bekliyor. Alıcılar bekleyedursun bu durumda UN Ro-Ro'ya
910 milyon Euro'yu veren KKR ne yapacak? Doğrusu merak ediyorum.
Uluslararası Nakliyeciler Derneği
(UND) başından beri bu satışa karşı çıktı. Hep,
"UN Ro-Ro halka açılsın" dedi. Satışın iptal edilmesiyle ilgili olarak nasıl bir yorum yapacak? Acaba Saffet Ulusoy ile UND'nin arası düzelecek mi?
Bu satışta en heyecanlı taraf olan Türkiye İhracatçılar Meclisi
(TİM) Başkanı
Oğuz Satıcı bize kırılmış.
"Niye satış sürecine katılmadılar?" sorumuza yanıt verdi.
"Biz daha bu satışın başında
Stena ile ortak olmak istedik. UN Ro-Ro'nun satışını yapan yönetim,
'TİM olursa satış olmaz!' demiş. O yüzden satışa giremedik."
Vay be! Ne satış ama! Üniversitelerde ders diye okutulur.
Yayın tarihi: 20 Eylül 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/20//haber,6843139F648E4899B281E07ABD5D4B63.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.