18. yüzyıl İngilteresi'nde kadınlar için tek geçerli kural vardır; o da zengin bir erkekle evlenmek! Jane Austen ise aşka inanmaktadır... Anne ve babası büyük bir varisin sahibiyle evlenmesini ister ancak Jane ailesinin otoritesine ve geleneklere karşı çıkar. Genç avukat Tom'la birbirlerine aşık olurlar; ne paraları ne geçinecekleri gelirleri olmasına rağmen kaçmaya karar verirler. Ancak Tom'un dayısından aldığı harçlıkla kardeşlerine ve anne-babasına baktığını öğrendiği an; Jane Austen, fedakârlık yapar, kaçmaktan vazgeçer. Çünkü evlenirlerse o harçlık da kesilecektir.
'Aşkın Kitabı' orijinal adıyla 'Becoming Jane' şu anda vizyonda. Son günlerde izlediğim en romantik, en büyüleyici aşk filmlerinden... Ünlü İngiliz yazar Jane Austen'in hayatından önemli bir kesit... Film, 20 yaşındaki Austen'ın ileride hayatını ve romanlarını etkileyecek aşkını anlatıyor. "Final açıklanmaz" diyenler kızacak ama finale geliyorum... Yıllar geçer, Tom Lefroy evlenir, bir kızı olur. Adını da Jane koyar. 41 yaşında göğüs kanserinden ölen Jane Austen ise hiç evlenmez, aşkını asla unutmaz. Kendini işine verir; tarihte önemli bir yazar olarak hafızalara kazınır. Şimdi soru şu: Neden erkekler aşkları ne denli büyük ve unutulmaz olursa olsun 'hayat devam ediyor' diyerek evlenebiliyor da; kadınlar başkasını severken evlilik kararı alamıyor? Sayın ilişki profesörümüz Sinan Akyüz'ün beni aydınlatacak cevabı var mıdır acaba? Yoksa yine Venüs-Mars hikayesi mi?
Yayın tarihi: 17 Eylül 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/17/gny/haber,90FA53947BEE4C0AA8AC70AAA70FA21A.html
Tüm hakları saklıdır.