Bu gidişe bir 'dur' diyecek aranıyor
70 milyonluk ülkenin en azından üç milyonu her yaz Bodrum'a gitmek için can atıyor. Öyle ki eskiden eşeklerin yürümesi için yapılan daracık yollarda, bugün Range Rover'lar, Hummer'lar geziniyor. Bu küçük tatil beldesine olan ilgi arttıkça, Türkiye'nin her yerinde olduğu gibi asırlık ağaçlar kesilip yerlerine yazlıklar yapılıyor. Hem de her gelir grubuna uygun yazlıklar. Artık Bodrum ve aslında tüm kıyı şeridi ciddi bir yapılaşma sorunuyla karşı karşıya... Bodrumluları sadece sıcak değil, endişe dolu günler de bekliyor.
Türk tipi tatil anlayışının simgesi
İşadamı Emir Yargıcı, tüm sorunun bir 'Türk zihniyeti' olarak değerlendirdiği, mal-mülk edinme arzusu olduğu görüşünde: "Doğru düzgün yolu bile olmayan, tepelere kurulmuş 300-500 bin dolarlık evler yapılıyor. Halbuki o parayla ömrün boyunca istediğin gibi tatil yapabilirsin, üstelik hiç yorulmadan; hizmet de ayağına gelir. Hem o evlerde oturanlar denize girmek için kilometrelerce yol katetmek zorunda kalıyor... Bu nasıl bir tatil anlayışıdır ben anlayabilmiş değilim! Benim tanıdığım, sevdiğim, çocukluğumun Bodrum'undan eser kalmadı... Oysa ki örneğin Cannes'da inşaat yasağı vardır ve bölge orijinalliğini korur."
Kimilerine göre 'terk-i diyar' zamanı
Müzisyen Ayhan Sicimoğlu, 1975 yılında Bodrum'da oturmaya başladı. Ancak her geçen yıl Bodrum'a gitme hevesi azaldı. Geçen yıl sadece iki gün gitti. Bu yıl ise adımını bile atmadı. Sicimoğlu'na göre bunun tek sebebi yapılaşma. "Çok fazla ev yapılıyor ve fahiş fiyatlara satılıyor. Bu evleri kim alıyor merak ediyorum. Türk insanının önceliği, para. Bodrum'da artık toprak kalmamış. Bu nedenle su emilemiyor ve devamlı sel basıyor." Bodrum'daki pahalılıktan yakınanlara ise bunun bir arz-talep ilişkisi olduğunu söyleyerek yanıt veriyor: "Herkes o plajlara ve mekânlara gitmek istiyorsa, bunun bir bedeli olmalı."
Dokunulmaz araziye dokunuldu
Baskın Oran Bodrum'un yapılaşma sorununa en yakından tanık olmuş isimlerden biri. Dalavera Memet'in Bodrum Tarihi ve Enişte Gözüyle Bodrum gibi kitapları da bulunan Oran'ı aradığımızda kendisini Bodrum'daki evinde bulduk ve hemen yaşadıklarını anlatmaya başladı: "Bodrum limanının hemen karşısındaki Şalvarağa Tepesi, ya yeşil alandı ya da sit alanıydı. Emlak komisyoncusu akrabam burayı yıllardır satmaya çalışıyor. Ona yıllardır 'Kesinlikle burayla uğraşma, burası dokunulmaz, kesinlikle satılmaz,' deniliyordu. Ben 11 yıldır bu tepeye bakan bir evde oturuyorum, 11 yıldır durum bu. Haziranın başında geldim ve bütün tepe en az 500 metrekare olmak üzere, yani üç katlı dokuz tane villa karkasıyla donatılmıştı. İnşaat yasağı başlamadan bunları yapmışlar. Bunu nasıl becerdiler bilmiyorum..."
Bodrum ile Yunan adaları arasındaki farklar
Bodrum'un hemen açığındaki Yunan adalarından en büyük farkı, onlar kadar iyi korunamamış olması. Bodrum'un ilk restoranlarından Zeytin'in sahibi Gülsün Sami, burayı yıllar sonra bu yaz tekrar açtı. Bodrum'un değişimini anlatırken Yunan adalarından örnek veriyor: "Şu an Bodrum'da lağım kokusundan da durulmuyor. Hiçbir Yunan adasında böyle bir olayla karşılaşamazsınız! Ses kirliliği çok rahatsız edici. Özellikle Gümbet'in iğrençliği anlatılamaz. Tekneler de gümbür gümbür müzik çalıyor, bir de yan yana sıkış tıkış yanaşıyorlar..."
Bodrum için çözüm önerileri:
* Bodrum'u tek bir belediyeye bağlamak gerek Bodrum yarımadası 11 belediyeye ayrılmış ve her belediyenin ayrı imar yetkileri var. Mimar Oktay Ekinci bu nedenle Bodrum yarımadasını kontrol altına almanın mümkün olmadığını anlatıyor. "Türkiye'de yapılaşmaya izin vermeyen belediye olmadığı için Bodrum'u da evler, apartmanlar sarıyor. Oysa ki yarımadayı tek bir belediyeye bağlamak gerek. Bunun yanı sıra belediye örgütlenmeleri kış nüfusuna göredir. Oysa ki kış nüfusuyla yaz nüfusu arasında neredeyse 50 kat fark var. Bunu gözetmek gerekir."
* Bodrum için özel bir yasa yapılmalı Bodrum'un özel bir statüsü olması gerektiğini düşünenlerin sayısı hiç de az değil. Örneğin İstanbul'da Boğaziçi'nin özel bir yasası bulunuyor. Boğaziçi bu yasa sayesinde korunuyor. Yunan adalarının da hepsinin ayrı ayrı yasaları var.
* Yazlıkların yapımı artık engellenmeli Bodrumluların hemen hepsi kısa sürelerle kullanılan yazlıklardan şikâyetçi. Uzmanlara göre kışın da bu evlerin değerlendirilmesi, böylece nüfusun ve yapının dengelenmesi gerekir. Çünkü bu evlerden çok pahalı olanlar satılıyor ama Yalıkavak ve Turgut Reis arasındaki daha orta halli olanlar boş bekliyor. Üstelik bakımsız bir görüntü sergiliyorlar. Ayrıca Bodrum'da yazlık almanın ortalama maliyeti 300 bin dolar. Bu para bankaya koyulduğunda aylık 700-750 dolar arasında para biriktirmek mümkün. Yani, ev satın alınan bu parayla yazın dilediğiniz gibi bir tatil yapabilirsiniz.
Bodrum'un gelişiminde kırılma noktaları
Bodrum'un bu hale gelmesinde Oktay Ekinci'ye göre iki kırılma noktası var: 1. Sahil yolunun trafiğe açılması: Eskiden Bodrum'a Milas'tan Mumcular Köyü'nden gidilirdi. Bu da kolay bir yol değildi. Öyle ki sadece Milas'tan Bodrum'a üç saatte varılırdı. Ama Milas, Güvercinlik ve Bodrum arasında Türkiye'nin en geniş kıyı yollarından biri açılınca, Bodrum kolay ulaşılır bir yer haline geldi. 2. Havaalanının açılması: Bodrum Havaalanı Türkiye'nin en fazla faaliyet gösteren uluslararası havaalanlarından biri. Buraya dünyanın en büyük uçakları inebiliyor. Bunu takiben büyük oteller ve tatil köylerinin de yapılmasıyla Bodrum'un eski halinden eser kalmadı. Halbuki 1980'li yıllara kadar herkes evini pansiyon olarak verirdi.
Yayın tarihi: 16 Eylül 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/16/pz/haber,3AE1B351EABB4D68A5F1AC029EE7D652.html
Tüm hakları saklıdır.