Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Güneydoğu gezisiyle bölge halkına gerçekten çok sıcak mesajlar verdi.
Parti ayrımı yapmadan bölge temsilcileriyle bir araya geldi.
Sınır boyunda görev yapıp şehit düşen askerlerin silah arkadaşlarıyla karavanaya kaşık salladı, birlikte maç izledi.
Özetle, güvenlik ve birlik hedefinden taviz vermeden bir arada yaşamaya yönelik bir tavır ortaya koydu.
Bölge adına siyaset yapan veya yapmaya soyunanların bu tavrı çok iyi değerlendirmesi gerekir.
Önümüzdeki dönemin bir çatışma veya uzlaşma kültürü içinde geçip geçmeyeceğini, onların duruşları da belirleyecek.
Terörle arasına mesafe koyamazlarsa, Cumhurbaşkanı'nın verdiği bu mesajı anlamadıklarını veya anlamazdan geldiklerini çok net bir şekilde ortaya koyacaklar.
DTP, özelde bölge, genelde ülke sorunlarının demokratik yöntemlerle çözümünü destekliyorsa, terör örgütüyle göbek bağını kesmek zorundadır. Türkiye yeni bir anayasa tartışması içine girmiş, birey hak ve özgürlüklerini genişletmek için adımlar atmaya hazır hale gelmişken, bu girişimi sıkıntıya sokacak en büyük tehdit terör olacaktır.
Şiddetin lanetlenip siyasi arenadan atılmamasının bedelini sadece bölge halkı değil, tüm Türkiye ödeyecektir.
Ankara çok açık bir şekilde çatışmadan değil, uzlaşmadan yana olduğunu ortaya koymuştur.
Elbette bu yola taş koyanlar, demokratikleşme çabalarını engellemeye çalışanlar vardır ve olacaktır.
Ancak halkın büyük bölümünün uzlaşarak ve zenginleşerek bir arada yürüme iradesi çok açık şekilde ortadayken, bu gelişmenin karşısında durmak kolay olmayacaktır.
Bölge halkı adına siyaset yaptıklarını iddia edenler, bugün bir tercih yapma noktasındadır.AB yolunda ilerleyen, sivil bir anayasayla daha demokratik bir toplum düzeni kurmak isteyenlerle mi bir arada olacaktır, yoksa statükocularla mı? Tarihi bir dönüm noktasındalar.
Yayın tarihi: 15 Eylül 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/15//haber,6F0917940ECE4E1FBB72D0B338CC117A.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.