İstanbullu artık çekimlerden bıktı

* Son diziniz 'Beyaz Gelincik' Adana'da çekildi. Şimdi İstanbul'da olmak rahatlatı mı sizi? Yok, tam tersi. İstanbul her şeyiyle gergin bir kent; Adana'da çok rahattık.

* İstanbul'u sevmiyor musunuz? Çok seviyorum, doğduğum kent ama artık tahammül sınırlarını zorlayan bir yaşam biçimi var İstanbul'da. Hoşgörüyü beklemek olanaksızlaşmaya başladı. Mahallesinde 'set kamyonu' görünce feveran eden insanlar çoğaldı.

* Öyle bir tecrübeniz mi oldu? Kuzguncuk halkı, '15 yıldır bıktık çekimlerden' diyor mesela. 'Spot yanıyor, jenaratör çalışıyor, evimin önüne park edemiyorum, sabaha kadar uyuyamıyorum' diye şikayet ediyorlar. Haklı oldukları yönler var aslında. Her hafta gece gündüz çalışıyor dizi ekipleri, onlara biraz sempatiyle bakmak lazım. Bir yarış halindeyiz ve acımasız bir şekilde kendi arkadaşlarımızla yarıştırılıyoruz. 90 tane diziden 60'ı gidecek. Orada arkadaşlarım gidecek, istikbale yönelik planlar gidecek. Bu acımasız bir sistem.

HAYTINDA KAÇ FİLM SEYRETMİŞ?

* Dizilerin reyting kurbanı olmasını engellemek için ne yapmak lazım sizce? Önce televizyonlar bir araya gelmeli. Dizileri bu kadar acımasız bir iş kolu haline getirmeye hiç hakkımız yok. Biz estetik bir kurumuz. İnsanları eğlendirmeye, haberdar etmeye ve eğitmeye çalışıyoruz. Yapımcılar ise televizyonların onları zorladıklarını söylüyor. 'Reyting alan diziye reklam veriyor reklamverenler' deniyor... Şu anda reytingi 3 bin 200 kişi belirliyormuş. Kim bunlar ya? Kimse bunlar ben göreyim bir onları! Hayatında hangi tiyatro oyununa gitmiş, acaba hangi filmi seyretmiş? Ne çabuk harcıyorsunuz yapımları! Emekler havaya uçup gidiyor... Bu acımasızlığa son vermek gerekiyor, kaliteli işleri ancak bu şekilde toparlayabiliriz.