FAS'TA genel seçimler yapıldı. Bu ülkede de, tıpkı Türkiye gibi,
Adalet ve Kalkınma adını taşıyan ve
"ılımlı İslam" olarak adlandırılan bir parti bulunması, ister istemez arada benzerlikler kurulmasına yol açıyor. Mesela bu partinin de yöneticileri,
"gizli gündemleri olmadığını" anlatmak üzere taa ABD'ye kadar gittiler.
Fas'ta laik kesimlerin duyduğu rahatsızlığı, empati yoluyla Türkiye'de de yaşamak ve yaşatmak isteyenler var.
Ben isim benzerliğinin ötesine geçerek, aksine,
farklılıkları sergilemek niyetindeyim.
- Fas'ta, Avrupa'nın meşruti krallıklarıyla hiç alakası olmayan, hukuki reformlarla yeni yeni demokrasiye adımını atmaya çalışan siyasi bir rejim mevcut. Kral Muhammed geniş yetkilere sahip.
- Fas 1956'da bağımsızlığına kavuştu. İlk parlamento 1963'te seçildi ama ancak, 2002'de, dürüstlüğü tartışılmayan bir genel seçim yapıldı. Halk daha işin farkında değil. Bu yüzden katılım, 2002'de % 50 iken, bu defa, 15 milyon seçmenin sadece % 41'i sandık başına gitti.
- Halkın %50'si okuma yazma bilmiyor.
- Fas'ta Batılı anlamda, düşünce ve basın hürriyetinden söz etmek mümkün değil. Mesela,
"Kralın bu kadar geniş yetkisi varken siyaset özgürleşebilir mi?" diye sormak ve yazmak, Kral'a hakaret sayılabiliyor; bir gazeteciyi bu yüzden yargılayıp hapse atmak mümkün.
- Seçimlerin
cuma günü yapıldığını, Parlamento'nun da ekim ayının ikinci
cuması açıldığını hatırlatırsak, Fas ile Türkiye arasındaki mesafe belki daha iyi anlaşılır.
Olsa olsa Fas, 1876'daki 1'inci Meşrutiyet dönemini yaşıyor.
Yayın tarihi: 10 Eylül 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/10//haber,31E56D1D9564499B8B9D80776B711D29.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.