Gazetelere resmi kurumlardan sık sık yalanlama gelebilir. Dolmabahçe Sarayı ile ilgili bir habere "asılsız" dendi. Eleştiriler yerinde miydi acaba?.
Dolmabahçe Sarayı'nın iyi korunup korunmadığını sorgulamaya açan bir haber, 26 Ağustos günü yayımlandı. Erhan Öztürk imzalı haberde, 25 cm uzunluğunda çivilerle duvarlara çakılan güvenlik kameralarının yapıya zarar verdiği, bunun izinsiz yapıldığı öne sürülüyordu.
Haberde, Milli Saraylar Daire Başkanlığı Bilim ve Değerlendirme Kurulu Başkanı
Metin Sözen ve Dolmabahçe Sarayı Bilim Kurulu Üyesi Doç.
Cengiz Can'ın bu iddiaları doğrular nitelikte açıklamalarına yer verilmişti.
Haberle ilgili olarak TBMM Genel Sekreteri Ali Osman Koca'dan bir şikâyet mektubu geldi. Koca, "haberin asılsız ve gerçeğe aykırı bilgiler içerdiğini" öne sürerek şu noktalarda itirazda bulunuyor:
1. Milli Saraylar Daire Başkanlığı tarafından yürütülen Dolmabahçe Sarayı'na Kamera Güvenlik Sistemi kurulması çalışmaları Milli Saraylar Bilim ve Değerlendirme Kurulu'nun (95 ve 142 numaralı Bilim ve Değerlendirme Kurulu Kararları) bilgisi ve onayı dahilinde yürütülmüştür.
2. Bu çalışmalar esnasında kameraların montajında söz konusu haberde iddia edildiği gibi 25 cm'lik çiviler kullanılmamıştır Bu nedenle Dolmabahçe Sarayı'nın tarihi motifleri ve nakışları yapılan çalışmadan zarar görmemiştir.
3. Ayrıca haberde kullanılan fotoğrafların, tarihi eserlerimizin korunmasına büyük zarar veren ve bu nedenle saraylarımızda kullanılması yasak olan flaşlı makine ile çekildiği, çekimler esnasında müteaddit defalar flaş kullanılmış olduğu güvenlik kamerası görüntüleriyle tespit edilmiştir.
Haberi hazırlayan Erhan Öztürk'le konuştum.
"Elimizdeki tüm bilgilere göre, kamera güvenlik sistemi konusunda kurulun bir izni yoktur. Nitekim konuştuğumuz uzmanlar da aynı yönde görüş bildirmektedir. Fotoğraflar ayrıca duvarlardaki tahribatı açıkça göstermekte" dedi.
Öztürk, 25 cm'lik çivi kullanımı eleştirisine ise itiraz etmiyor. "Bunlar bize bir uzman tarafından söylendi, ama verilen ebat yanlış olabilir, kabul ediyorum" diye ekliyor.
Öztürk'ün anlattığına göre yüze yakın fotoğraf çekilmiş, ama bunlardan sadece iki üç tanesinde flaş kullanılmış.
"Oradaki aydınlatma flaş kullanımını gerektirmiyordu" dedi Öztürk.
Yorum: - Sarayda projenin izinli olup olmadığı elbette önemli. Bana iletilen bir belgede 5 Mayıs 2005'te bir kurul kararı gözüküyor. Ama okur için buna iyice açıklık getirmek gerekiyor.
- Haberin özü ise projenin yarattığı fiziksel tahribatla ilgili. Fotoğraflar okurlara açıkça bazı çatlak ve bozulmaları gösteriyor. Ama, madem ortam yeterince aydınlıktı, neden az da olsa flaş kullanıldı? Tarihi eserlerin korunmasına ilişkin bu habere, özüne aykırı biçimde gölge düşmemeliydi.
- Haberin açtığı tartışma kapanmış değil. Tahribat varsa, uzmanlar rahatsızsa, belki kararlılıkla sürdürmek gerekiyor. Gerçeğin tamamen ortaya çıkması için...
Not: Radikal'in "Asparagas" diye nitelediği, Ermenistan'ta Türk basketbolculara hakaret ve kavga haberini haftaya değerlendireceğim.
Yayın tarihi: 10 Eylül 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/10//baydar.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.