Bugün, hükümet programı TBMM'de müzakere edilecek. Muhalefet partilerinin tartışmayı alevlendirmeye çalışacaklarını tahmin ediyorum. Çünkü, hükümet programının görüşüldüğü Genel Kurul toplantısı, aynı zamanda siyasetçinin kendisini göstereceği bir arenadır. Muhalefetin, bazı yolsuzluk iddialarını ortaya atabileceğini, geride kalmış bile olsa, Cumhurbaşkanlığı seçimine temas edeceğini, hükümetteki bir kaç bakanı hedef alacağını, ekonomi konusunda ise, özellikle
cari açık ve
büyüme hedefi üzerinde duracağını sanıyoruz.
AK Parti hükümetinin yürüttüğü iktisat politikasında en çok
cari açık eleştiriliyor. Malum, bu açık,
"yüksek faiz/enflasyon altında kalan (düşük) kur" sarmalından kaynaklanıyor. Faizinse, kur artacak; açık kapanabilecek, ama, bu defa da enflasyonda sapma meydana çıkacak. Cari açık, yabancı sermayenin yoğun biçimde Türkiye'ye gelmesiyle kapanıyor. En ufak bir krizde, bu yüzden dengeler süratle değişebiliyor.
Tayyip Erdoğan, 2013 hedefini, fert başına milli gelirde
10 bin dolar olarak koydu. 2002'de sözünü tutabilmiş ve dolar bazında bir misli artış sağlayabilmişti. Gene çıtayı yüksek tuttu. Bakalım Türkiye, milli gelirini 400 milyar dolardan 800 milyar dolara çıkarabilecek mi?
Muhalefet,
"Makro dengelerdeki olumlu görüntü vatandaşın cebine yansımıyor" da diyecek belki. Aslında, 22 Temmuz'da AK Parti'ye verilen oylar, halkın kendisini o derecede mağdur hissetmediğini de gösterdi. Erdoğan, hükümet programını okurken, sağlık hizmetlerindeki iyileşmeye, Köydes projesi kapsamındaki yol ve su yatırımlarına, asgari ücrette ve emekli maaşlarındaki artışa, kısacası, AK Parti'nin başarısında rol oynayan temel taşlara temas etti. Mahalli seçimlerde yeni bir hezimet yaşamak istemiyorsa, muhalefet de çıtayı mutlaka yüksek tutmalı.
Yayın tarihi: 3 Eylül 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/03//haber,4CAC3868250C4263991FC486DC2AF1FF.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.