Bir insan neden acı çeker? Bir şeylerin yolunda gitmeyeceğini bile bile neden ona katlanır? Ve her şeyden önemlisi; nefret ettiğinden neden vazgeçemez? Aslına bakarsanız zavallı insanlarız... Bitmesini isteyip bir türlü bitiremediğimiz ilişkilerdir bizi üzüp, tüketen. Ben buna "Kangren olmuş ilişkiler" diyorum. Günbegün insanın duyguları mosmor kesiliyor. Bazı gün ise yaşadığın o ana lanetler okuyorsun. Kimi zaman da yaptığın aptallığa bir 'kulp' bulmaya çalışıyorsun. Ama sonuç; yine aynı yazgı, yine aynı çizgi! Ta başından beri ne o ilişkiyi bitirebiliyorsun, ne de o ilişkiyi sürdürebiliyorsun. Neden mi bahsediyorum? Bir dönem deliler gibi sevdiğimiz adamı ya da kadını terk etmemiz gerekirken, terk edemeyişimizden bahsediyorum. Yani; 'ne seninle ne de sensiz' olabilen ilişkimizden, 'iki kişilik yalnızlığımızdan' bahsediyorum... Bugünlerde çevremdeki çiftlere bakıp duruyorum. Tövbe billah yaşadıkları ilişkilere anlam verebilmiş değilim! O çiftlerin birbirlerinden nefret ettikleri o kadar çok aşikar ki... Adeta birbirlerine 'laf sokma' yarışı içindeler. Ama yine de birlikteler. Bu nasıl bir sevgi? Bu nasıl birbirinin içine girmişlik? Bu nasıl bir bencillik? Sevgi ve saygı bitmiş ama kırık dökük kalplerin 'zamklı' bir hali kalmış orta yerde. Halbuki yanlış. Yanlış olduğunu da daha geçen gün anladım...
BIRAKIN BENİ DÖVSÜN!
Bir arkadaşım; uzun yıllardır birlikte olduğu kadını, bir gece kulübünün orta yerinde tekme tokat patakladı! Herkes arkadaşımın elinden kadını kurtarmaya çalışırken, kadının sesi kulaklarımızda yankılandı... "Bırakın dövsün. Hatta oh olsun ona! Onu kıskandırıp, gecenin bir vakti ayağıma kadar nasıl getirdiğimi herkes görsün! Benden vazgeçemediğini anlasın!" O gece, deyim yerindeyse 'elim yüzümde kalmıştı.' Ağlanacak halimize ne yazık ki gülemedim. Oysa ki, kangren olmuş bir kolun ya da bacağın kesilip atılması gerekmiyor muydu? Arkadaşım ve sevgilisi kangren olmuş ilişkilerini yıllardır bir türlü bitiremiyorlardı. İlişkiyi bitiremedikleri gibi götüremiyorlardı da... Fakat o gece anladım ki, 'duygular bir et parçası değilmiş.' Böyle olunca da kangren olmuş ilişkilerimiz yaşamımızın bir parçası haline geliyor. Mosmor olan duygularımızı kendimize saklayıp, mutsuzluğumuzu ve acılarımızı meğerse kalbimize gömüyormuşuz. O geceden sonra da "Aaa... Ne kadar da mutlu çift!" sözünü tarihe gömdüm.
Yayın tarihi: 6 Eylül 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/06/gny/haber,857F7F273B0544DEA5EEA9FB550EB954.html
Tüm hakları saklıdır.