Yaklaşık 4 yıldır başta Hıncal Uluç olmak üzere Türk sporundaki başarısızlıklar bazı spor yazarlarınca yazıp söylenmiştir. Bu yazılanlar karşısında hani bir tabir var ya
"Adamın ar damarı çatlardı" diye. Ama maalesef bizde ne kimsenin ar damarı çatlamış ne de kimse "Ne diyorsunuz kardeşim?" diyebilmiştir. Bunu deme cesareti gösterecek bir babayiğit de yok zaten! Niçin? Çünkü reel sonuçlar ortada. Hatta yaşanan çok net örnekler tüm spor kamuoyunun gözünün önünde yaşandı. İsterseniz hatırlatalım:
1-2002'de dünya üçüncüsü olan Türk Milli Takımı, Euro 2006'ya katılma vizesi bile alamadı.
2-Türkiye'nin altın madalya umudu Süreyya Ayhan olimpiyatlarda yarıştırılamadı.
3-Naim, Halil ve diğerleri ile dünyaya nam salan Türk halteri çöktü. Çökme bir yana doping skandalları ile hem uluslararası yarışlardan men hem de para cezaları alınıp itibarımız zedelendi.
4-Basketbolda 12 Dev Adam efsanesi hatıralarda kaldı.
5-Hamza, Şeref ve diğerleri ile devam eden Türk güreşindeki başarı yerini tesadüf şampiyonluklara bıraktı.
6-Kapatılma dedikoduları ile moral motivasyonu bozulan Gençlik ve Spor Teşkilatı'nın çalışma azmi yok edildi.
7-Okul yaptırma kampanyalarının benzeri İstanbul'da başlatılan 100 Gönüllü 100 Tesis Projesi bitirildi.
8-Bakan ile Futbol Federasyonu Başkanı arasındaki söz düellosu bir türlüson bulmadı.
9-Taksim'deki devlet spor müzesi ve bilgi bankası bir türlü açılamadı.
10-Aslında doğru olan tüm federasyonların özelleştirme çalışmalarında çok acele edilerek büyük bir fiyasko yaşandı.
11-Futbolda terör yasasına rağmen uygulamadaki ciddi hatalarla stat anarşisi durdurulamadı.
12-Sporun belediyelere devri gibi sakat bir mantıkla boşa zaman kaybedildi.
Peki başka bir şey yapılmadı mı?
Yapıldı;
"Filancayı protokole alın, filancayı almayın" gibi devlet geleneğine ters komedilerle vakit geçirildi. Hem de neye rağmen? Her türlü güç ve kudreti elinde bulunduran tek parti iktidar fırsatına rağmen! Neden? Bürokrasideki acemilikten, iş bilmemekten, şahsi ihtiraslardan. Devlette husumet olur mu?
"Kılavuzlar karga" olunca maalesef oldu. Şimdi buna bir son verme zamanı.
Önce İçişleri, daha sonra Sosyal Güvenlik şimdi de Spordan Sorumlu Devlet Bakanı olan Sayın Murat Başesgioğlu bu iş için bir fırsat. Önce sporla ilgili kabinedeki isabetli ataması ile Sayın Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ı, sonra da Sayın bakanı tüm spor kamuoyu kutluyor. Ben de
"Hoşgeldiniz Sayın bakanım, kutlu olsun" diyorum.
Yayın tarihi: 5 Eylül 2007, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/05//haber,ED9D82DD006E428FB8DBCB776FC13556.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.