Liderler, yöneticiler ve kurumların başları gerçekleştirdikleri ilklerle itibar görürler. Uygulayıcılar, bunlardan ayrı bir keyif ve mutluluk alır, onur duyarlar. Hele bir de bu ilkler, toplumun önemli katmanlarının yararına bir olaysa tadından yenmez.
Elbette bu ilklere imza atanlar ebediyete intikal etseler de asla unutulmazlar. Mesela rahmetli beden eğitimi hocamız Ruhi Sarıalp'in atletizmde, olimpiyatlarda aldığı derece ve madalya.
Mesela Türk Milli Takımının, dünya üçüncülüğü.
Mesela 12 Dev Adam efsanesi.
Mesela halterde Dünya ve Olimpiyat Şampiyonu Naim Süleymanoğlu ve Halil Mutlu.
Mesela G.Saray'ın UEFA Şampiyonluğu.
Örnekleri çoğaltmak mümkün. Ne yazık ki böyle ilkler uzun süredir yaşanmıyor.
Hatta bu övünç yüklü başarı çarkı artık tersine işlemektedir. Çağ ilerledikçe ilerlemek yerine çağın gerisine düşülüyor.
Mesela; 20072008 sezonunda G.SarayBeşiktaş derbisi ilk defa seyircisiz oynanacak. Gülelim mi, ağlayalım mı? Varın kararını siz verin. Bir yanda 1970'li yıllarda eşit bölünmüş statlara yarı yarıya yerleşen G.Saray ve Beşiktaşlılar! Diğer yandan 2007-2008 futbol sezonunda seyircisiz oynanacak bir derbi!
1) Başarılı mıyız? Başarısız mı?
2) Modern çağa mı ayak uyduruyoruz, cahiliye dönemine mi?
3) Yetkili ve sorumlular olarak mutlu mu olmalıyız, yüzümüz mü kızarmalı?
Evet efendim...
Buyurun; karar verin ...
Yayın tarihi: 20 Temmuz 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/07/20//haber,7507A7B7720841B0A347A6D6855B19F4.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.