Orada bir 'kesim' var uzakta. Tanımadığımız, huyunu suyunu bilmediğimiz, anlamakta zorlandığımız, hatta bugüne dek anlamak bile istemediğimiz... Karşılaşınca başımızı çevirip görmezden geldiğimiz. Türbanlı, başörtülü, sıkmabaşlı artık ne derseniz deyin işte o kesimden hiç arkadaşım olmadı benim. Oturup bir kahve içmişliğim, iki lafın belini bükmüşlüğüm yok yani. Peki bunun eksikliğini duymuşluğum var mı? O da yok! Ama şimdi yeni bir kahramanımız var. Zaman gazetesi yazarı, tesettürle denize girişinin, çok pardon giremeyişinin hikayesini korkmadan, gücenmeden, 'Cesur Yürek' misali samimiyette sınır tanımadan anlatan Nihal Bengisu Karaca...
PLAJDA DEMOKRASİ Bizim buralarda bazılarının paşa gönlü öyle ister ama 'Şehre sirk geldiii haaaanııım' durumu değil bu... Ya da hayvanat bahçesinde maymunlara fındık fıstık atma ruh hali... Besbelli iki yabancı, iki yabancıyız işte. Ama müjdemi isterim! Bu 'karşı taraf' muhabbeti bitmek üzere. Game over! Onları tanımak zorundayız. Onlar da bizi. Eee evde, kırda, plajda demokrasi, demokrasi diye tutturmadık mı? Diyelim biz onları aynı kalıba koyup "Bunların hepsi yobaz kardeşim" buyuruyorsak, oturduğumuz yerden ahkam kesmeye bayılıyorsak, onlar da bizi hani şu göğüs çatalı görünen, dar jeanli, mini etekli, makyajlı, manikürlü, fönlü, röfleli 'modern kadını' bir örnek görmüyorlar mı? Kim bilir belki de topumuzu kafası alışverişten ve erkek tavlamaktan başka bir şeye çalışmayan saça meç, popoya streç hatunlar sanıyorlar. İşte birden Nihal Bengisu çıkıyor ve beynimizin ortasına el bombası atıyor. Başlıyorsun empati kurmaya, onun gözüyle bakmaya. Bir kadının özgürce o haşemanın içinde tepişmeden yüzmeye hakkı yok mudur canım! Duyamadım; "O zaman yüzmesin, denize girmesin" mi dediniz? Gereği düşünüldü yani öyle mi? Dün Ayşe Arman'a röportaj vermiş Nihal Bengisu Karaca. Ailesini, şu tatil güncesini falan anlatmış. Yetti mi? Yetmedi tabii. Şimdi daha yakından tanımak istiyorum onu. Anlatmalara doymasın istiyorum.
ŞİMDİ TANIŞACAĞIZ Mesela erkek arkadaşları var mı? En büyük eğlencesi ne? Çocuğunu nasıl yetiştiriyor? Kozmetik kullanmaz mı? Kadın arkadaşlarıyla bir araya gelince ne konuşur? Alışverişe nasıl çıkar? Nerelerde gezer? En önemlisi bizi nasıl görür? Özetle madem öyle, işte böyle. Ben onları merak ediyorsam, onlar da biz 'şehirli modern kadınları' anlamak istemeli. İstiyorlarsa tabii... Diyelim havaalanında x-ray cihazından geçerken ben ceketimi çıkarıp didik didik aranırken arkamdaki tesettürlü kadın "Müsait değilim" deyip aranmayınca, ceketini çıkartmayınca neler hissettiğim bilinmeli... Daha çok tartışacağız değil mi? Ve asıl şimdi tanışacağız. Sözde değil, özde yani!
Yayın tarihi: 27 Ağustos 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/08/27/gny/ozyilmazel.html
Tüm hakları saklıdır.