Durun! Durun! Heyecanlanmayın! Tabii ki Gülben Ergen'in nasıl olup da mayolu fotoğraflarında pürüzsüz bacaklarla çıktığının ya da Aşkın Nur Yengi'nin Haluk Bilginer'i nasıl kaptığının sırrını verecek değilim. Maalesef o iki hassas konuda teorilerim çok, bilgim yok! Bu sır bizim sırrımız. Gündelik hayatta sabah sekiz, akşam dokuz en yakınlarımızdan bile sakladığımız davranışlarımız. Durup bakmadıkça kendimizin bile vaziyete uyanmadığı durumlarımız. Neden yaptığını anlamazsın, anlasan da anlatmazsın. O hesap.
KAHVEYİ SEVMEM AMA... Mesela ikinci tabak mantıya gömüldüğümüz zaman yanımızdakine "Ay şekerim midem öyle küçüldü ki inanmazsın, resmen yarım tabakta tıkandım, bak hatta kaşığı şimdi bı-rak-tım" çekmemiz. Küçük ama çok şirin bir sır değil mi? Hadi biraz da ben size kendi sırlarımı vereyim. Tabii kimseye söylemeyeceğinize ve yangın anında camı kırıp yüzüme vurmayacağınıza söz verirseniz. Söz mü? Tamam o zaman! *İlle de her gün bir fincan Türk kahvesi hüpletiyorum ama aslında tadını çok da sevmiyorum. Peki ben bunu neden yapıyorum? Galiba sonrasında fal kapatmaya bayılıyorum. *Hazır mevzu kahveden açılmışken, soran olursa fala kesinlikle inanmıyorum. Peki ama neden günlerce "Ya tutarsa?" diye düşünmeden edemiyorum? *Şimdi de sigara. Kaka sigara, pis sigara! Ne zaman biri bana "Sigara mı içiyorsuuun?" diye kükrese umursamaz tavrımı takınıp, şu cevabı veriyorum; "Yok canııım, kırk yılda bir, bir tane yakıveriyorum işte." Kuyruklu yalan, şuna kırk dakikada bir desek... *Ya spor sırrıma ne demeli. Haftada dört gün spora gidiyorum (üç görünümlü dört!). Sözüm ona bir saat kardiyo yapıyorum. Biri tepemde kronometre tutsa, kırk dakikayı bir saniye geçirmediğimi fark edecek ama mühim olan hissettiğim zamandır canııım. *Şu müzik yüklemeye doyamadığım i- Poduma hiç dinlemediğim şarkıları yüklüyorum. Kimin için? Ne için? Kendimi sinir etmek için mi? Kim bilir? *Anneannemin "Kaç sevgilin oldu?" sorusuna ise verdiğim yanıt oldum olası üçten şaşmadı, üçü aşmadı. Ayrıntıya ne gerek var değil mi?
ONLAR SELÜLİT DEĞİL! *Can sıkıcı beden meselesini sorarsanız, kilo aldığım dönemde bile ille de 38 bedendim. Daima. *Selülit mi? Çok rica ederim, onlar selülit değil ters ışık! *Ayrıca İstanbul Film Festivali'ndeki bağımsız filmleri de çok severim. Bazı filmlerde kıyın kıyın salondan çıktığımı tespit etmiş olanlar olabilir. Çok sıkışmıştım, ne yapayım?... İşte bunlar da benim sırlarım. Peki kabul! Küçücük, minicik yalanlarım. Sizinkileri de merakla bekliyorum. Ve şunun cevabını çok merak ediyorum; insan kendini neden kandırır? Sırlarını neden çoğaltır? Dışardan daha iyi görünmek için mi? Kendini kendine beğendirebilmek için mi? Oyunları sevdiği için mi? Ne dersiniz?
Yayın tarihi: 17 Ağustos 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/08/17/gny/haber,C45E089F3F0446CFBF5C396F7166B318.html
Tüm hakları saklıdır.