Romanya maçının yankıları

Dün Romanya ile hazırlık maçı oynayan Türkiye (A) Milli Futbol Takımı, Dica ve Mutu'nun golleriyle 2-0 yenildi. Spor yazarları tarafından eleştirilen Ay-yıldızlı ekip hakkında yorumlar şöyle;

ÖMER ÜRÜNDÜL: DERS ÇIKARMAK LAZIM (SABAH)

Romanya'da dün gece takım savunmamızın büyük arızalar gösterdiği maçtan iki farklı yenilgi ile ayrıldık.Romanya orta sahası, çabuk forvetlerine defans bloğunun arkasına uzun ve isabetli toplar attılar. Bunların hepsi de tehlikeli oldu. Devrenin ilerleyen bölümünde biz de her kazandığımız topta hücumu düşündük. Ancak ofansif düşüncelerimiz karşı alandaki kalabalık içinde basit pas hatalarıyla top kaybına dönüştü. Bir duran topta da gole yaklaştık. Ama kaleciyi geçen topu defans çıkardı.

İkinci yarıya Romanya daha hızlı ve oyunu karşı alana yıkarak başladı. Orta alandaki savunma rahatsızlığımız daha da belirgin bir hale geldi. Ne ileri uçta ne orta alanda pres yapabiliyorduk. Rakip hem topu iyi kullanıyor hem de üç etkili forvetiyle bize zor anlar yaşatıyordu. Arda'nın yerine giren Tümer'de İbrahim Üzülmez'e yardıma gelmeyince bu kulvar iyice çöktü. Ardından 4'lü defans bloğumuzun direnci de kırıldı. Arka arkaya pozisyonlar verdi ve iki gol yedik. Bu maçı çok daha farklı da kaybedebilirdik.

EMRAH KAYALIOĞLU: AURELİO'NUN ÖNEMİ (SABAH)

Ağustos'un 5 çarşambası içinde bir tanesinin bile futbolsuz geçmemesini sağlayan özel maçta, Romanya karşısında makus talihimizi yenemedik ve yine kaybettik. Malta maçı öncesi rakip olarak Romanya'nın seçilmesine yönelik eleştirilere katılmadığımızı belirtelim.

Romanya, Avrupa futbolunun yükselen değeri. Şu anda UEFA sıralamasında Almanya'yı da geçtiler. İspanya, İngiltere, İtalya ve Fransa'nın altında 5. sıradalar. Kulüpler bazındaki bu yükselişi milli takıma yansıtmak istiyorlar. Çünkü Euro 2000'den sonraki hiçbir büyük turnuvaya gidemediler. Romanya maçı bizim için Malta'nın değil, Euro 2008'in provasıydı. Ama dün özellikle ikinci yarıdaki performansımızla biz 2008'de olur muyuz, "Yüzde yüz gideriz" diyemeyiz.

Mehmet Aurelio'nun yokluğunda tipik bir 4-4-2 dizilişiyle başladık. Ortada Emre Hamit ikilisi vardı. Aurelio'nun eksikliğini, özel maç isteksizliğimizi ve Rumen futbolunun bize her zaman ters gelişini düşündükçe skordan yana endişelerimiz artıyordu.

HADİ TÜRKMEN: FESUPANALLAH (FOTOMAÇ)

Yeni Avrupalı Tuncay ile oyuna sonradan giren Nihat'ın varlıkları ve yoklukları sahada belli bile olmadı. Sanki bu futbolcularımız ihtiyaç molasındaydılar. Bu müsabaka, hazırlık maçı olduğundan sonuç çok önemli değil ama Avrupa için süremiz de kısalıyor.

KORKUT GÖZE: BAŞLIĞA BAKIN (HÜRRİYET)

Maçın genelinde Milli Takımın en iyisi İbrahim Toraman'dı. İyi savaştı, çabukluğu ve sprinter stili Rumenlerin hızlı adamlarını kolayca yakaladı. Ancak, yediğimiz golde Marica'yı nasıl yanından kaçırdı, anlayamadım...

İLK yarı bittikten sonra bir süre düşündüm. Ve düşündüğüm konuda yanılmayacağımı da adım gibi biliyordum. Eylül ayında Malta ve Macaristan ile oynayacağımız maçların kadrosu şimdiden Fatih Terim'in kafasında şekillenmişti.

Bir veya taş çatlasa iki futbolcunun ötesinde iskelet kadro, Terim'in cebindeydi. Orta alanın göbeğini Hamit ile Emre'ye teslim etmeyeceğini de şimdiden hissediyorum.

AHMET ÇAKIR: İYİ Kİ MALTA'YLA OYNAYACAĞIZ... (ZAMAN)

Milli Takım eylülde Allah'tan pek zorlu rakiplerle oynamayacak. Yoksa dün akşamki maça bakarak söyleyebileceğimiz söz, "Eyvahlar olsun!" olurdu. Anladık, henüz sezon başındayız. Aşırıcı sıcaktan sorun yaşıyoruz. Ve hepsinin üstüne bu tür hazırlık maçlarında yenilmenin adeta bir kural olduğunu düşünüyoruz. Bu bıktırıcı mazeretler dizisi, doğrusu böyle maçları bir işkence haline getiriyor. Buna bir çözüm bulunmalı; ama o çözümün ne olacağını doğrusu biz de kestiremiyoruz.

Peki, "Bu tatsız 90 dakikada umut verici hiçbir şey yok muydu?" diye soracak olursanız, "İlk yarıdaki birkaç minik ışıltıdan başka bir şey yok." demek zorundayız.