Kadınlar değil ama erkekler bilir. Bu hayatta, erkek olmanın 'birtakım tehlikeleri!' vardır. Bir kere erkek dediğin 'güçlü kuvvetli' olur. Erkek dediğin 'çalışkan' olur. Ekmeğini taştan çıkarır. Saldırgandır. Yıkıcıdır. Her şeyi 'kaba kuvvetle' çözmeye çalışır. Erkek dediğin adam 'atılgan' olur. Aktif olur. Kadınını korur. Buyurgandır. Kabadayıdır. Maçodur. Sahiplenicidir. Bunlar yetmediği gibi bir de toplumun erkeğe biçtiği 'rol' vardır. Erkek adam 'kontrollü' olur. 'Ağır abi' olur. Tabi bununla birlikte birde evdeki kadının bitmek tükenmek bilmeyen dırdırıyla karşı karşıyadır. Kadın tarafından sürekli suçlanır. Evdeki kadın erkeğe der ki: "Duygularını ifade etmekten korkuyorsun. Neden benimle hiç konuşmuyorsun? Neden bu kadar çok çalışıyorsun? Benimle, çocuklarla daha fazla ilgilenemez misin? Sen sağda solda gezip tozarken ben, bu evde sana kölelik yapıyorum! Evde olduğun zaman televizyon seyretmek zorunda mısın?" Bir de toplumun erkeğe biçtiği 'bıçkın delikanlı!'lık rolü vardır. Ve bu beklentileri yerine getirmek için umutsuzca çırpınan 'ayrıcalıklı erkeğin!' içler acısı durumu. Şimdi sorarım size: "Zavallı erkekler, bu fani dünyada nasıl mutlu olsun ki?"
Yayın tarihi: 23 Ağustos 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/08/23/gny/haber,A9A5F97895164A348F41FBE7A4AA96C2.html
Tüm hakları saklıdır.