Tamam ben öleceğim ama Alya'm n'olacak?

Küresel ısınma bir kabus gibi üzerimize çökerken, susuzluk alarmları çalarken sosyal sorumluluk projeleri günümüzde daha çok önem kazandı. Eskiden Türkiye'nin büyük ve köklü şirketlerinin yaptığı, adına da 'hayırişi' denilen çalışmalar, artık 'sosyal sorumluluk projesi' olarak anılmaya ve çok küçük çaplı şirketler tarafından bile yapılmaya başlandı. Peki sosyal sorumluluk neden bu kadar önem kazandı? Bu geçici bir trend mi? Şirketler için bu sadece bir pazarlama stratejisi mi? İşte bu soruların yanıtını halkla ilişkilerin duayeni İmage Halkla İlişkiler Onursal Başkanı Betül Mardin'le konuştuk. Yıllardır şirketlerle ve sivil toplum örgütleriyle eğitim, sağlık ya da spor alanlarında yüzlerce sosyal sorumluluk projesini yürüten, kendisi de birçok projeyi hayata geçiren Betül Mardin'e göre, 'sosyal sorumluluk' şirket ve kurumların itibarını artırırken, topluma da ciddi yararlar sağlıyor. Hele de küresel ısınmayla birlikte felakete doğru gittiğimiz şu günlerde! İşte Betül Mardin'in gözünden geçmişten bugüne 'sosyal sorumluk' olgusu ve isyan ettiği olaylar...

ESKİDEN ÇEŞME YAPILIRDI
* Sosyal sorumluluk; topluma ve insana karşı hissettiğin sorumluluktur. Bu, onun için çok önemli! Eskiden çeşme yani hayrat yapılır, üstüne şiir yazılır, altına da imza atılırdı. Mesela bizim ailemizde de çok vardır bunu yaptıran. Benim ailem suya çok meraklı. Adapazarı'nda, Sarıyer'de daha birçok çeşme var ailemin adına... Daha geçen gün baktım hala bedava su dağıtılıyor o çeşmelerden. Önünde de son derece lüks arabalar, para ödemeden bedava bidonlara su doldurup gidiyorlar! Sosyal sorumluluk eskiden buydu. Şimdi artık çeşme yapan görmedim. Hatta yakında susuz kalacağız, malum küresel ısınma var; artık 'suyu daha az kullanalım' diye sosyal sorumluluk projeleri yürütülüyor.

* Eğitim için derslik yaparlardı, sağlık da çok önemliydi. Ben bu mesleğe başlayalı kırk yıl oldu. Hatırlıyorum otuz sene önce çok revaçtaydı, hastanelere oda yapılırdı. Mesela; ben odayı boyatıyorum, yatakları ve şilteleri değiştiriyorum, dolapları yeniliyorum ve odanın üstüne 'Betül Mardin' yazdırıyorum. "Nerede yatıyorsunuz? Betül Mardin odasında..." Çok havalı!

* Mesela sosyal sorumluluk olarak Garanti Bankası, ABD Eski Başkan Yardımcısı Al Gore'u getirmişti onu dinlemeye gittim. Hayli uzun bir konuşma yaptı. Adamın misyonu bu, sosyal sorumluluk olarak 'kırk sene sonra kıyamet kopacak' diyor. Dünya bitiyor yani! Hiç çaresi yok. Haritalarla, New York'ta sokak sokak nereleri su basacağını verdi adam. Çok üzülüyorum çünkü torunum var daha üç yaşında.

* Kıyamete doğru giderken bizim çevreye dönmemiz tabii ki daha önemli. Evet eğitim ve sağlık da var ama bence en önemli olay şimdi bu; kıyametin önüne geçmek lazım. Düşünebiliyor musun; çocuğun geliyor 'bana su verir misin' diyor ve sen veremiyorsun! Yani biz böyle bir kıyametin başındayken sosyal sorumluluk çok önemli. Her Türk vatandaşının bir şeyler yapması lazım. Hiçbir şey yapamıyorsa kullandığı suyu azaltacak.

SİZİN İÇİN KOLAY DİYORLAR
* İnsanların çevreye karşı sorumluluğu idrak etmesi lazım çünkü o sorumluluk dönüp dolaşıp çocuğu için gerekli olacak. Sizin için kolay diyorlar; 80 yaşındayım ya, çünkü öleceğim ya... Tamam ben öleceğim ama zavallı torunum, üç yaşındaki Alya'm ne olacak... İki torunum daha var; biri 26, biri 19 yaşında. Ama Alya'm daha çok küçük. Susuz bir dünyada nasıl yaşanır? İşte bu yüzden sosyal sorumluluk kıyamete giderken çok önemli. Herkesin kendine düşen sorumluluğu idrak etmesi lazım.

* Eğitim sağlık tamam da bence çevre! Önce çevreyi toparlayalım. Hiç adını duymadığımız hastalıklar çıkıyor. Kene olayı mesela. Şimdi birileri çıkıp keneyle ilgili bir araştırma yapsa, bir sosyal sorumluluk da o olur. Yirmi tane sağlık ocağı yapmaktan etkili. Hala bir körler alfabemiz yok. Yani yapacağımız daha çok işler var...