Portekiz'in yedi tepe üzerine kurulu başkenti Lizbon; Arnavut kaldırımları, tarihi binaları, bol yokuşlu yolları ve sıcakkanlı insanlarıyla İstanbul'u anımsatıyor..
'Avrupa başkentleri' denilince birçoğumuzun aklına, yabancıyı çok da kolay kabullenmeyen, özellikle dil bilmiyorsanız hayatın oldukça zor olduğu kozmopolit yerler gelir. Oysa Avrupa'nın en batı noktasındaki Portekiz'in başkenti Lizbon bu tanımdan çok uzak. Tıpkı Roma ve İstanbul gibi yedi tepe üzerine kurulu Lizbon şehrinde, kendinizi 'yabancı' hissetmeniz neredeyse imkânsız. Arnavut kaldırımları, mimari dokusu, sıcakkanlı insanları ve hatta deprem mazisiyle İstanbul'a çok benziyor. Buna bir de ulaşım kolaylığı ve uygun fiyatlar eklenince Lizbon ideal bir tatil rotası oluveriyor.
KARMAŞIK AMA ZARİF
Atlas Okyanusu'na kıyısı olan kent, Tejo Nehri'nin oluşturduğu haliç üzerine kurulu. Bu yüzden kentin neredeyse her yerinden inanılmaz güzel deniz ve nehir manzarası görmek mümkün. Turistler kente 'Beyaz Şehir,' diyorlar. Bunun nedenini eski bir yerleşim birimi olan Alfama'nın daracık, dik yokuşlu sokaklarını aşıp tepeye vardığınızda anlıyorsunuz. Aşağıya kuşbakışı baktığınızda sadece kırmızı damlar ve bembeyaz binalar görünüyor. Tıpkı İstanbul gibi Lizbon'da da oldukça fazla yokuş var. İrili ufaklı binaları, daracık sokakları biraz karmaşık gibi görünse de özellikle mozaik kaplı yapıtlar, kente zarif bir hava katıyor.
BURAM BURAM TARİH
Lizbon'un şehir merkezi batı Avrupa'daki belkide en az gelişen yerlerden biri. Burada ne yüksek bir gökdelene rastlamak mümkün, ne de modern bir yapıta. Çünkü binalar tamamen tarihi dokularına bağlı kalınarak restore edilmiş ve farklı mekânlara dönüştürülmüş. Duvarları mozaik (azulejos) kaplı binalar sıkça göze çarpıyor. Birbirine oldukça yakın bu apartman dairelerinde Portekizli kadınlar bir balkondan diğerine gerdikleri iplere çamaşırlarını asıyorlar.
GECE HAYATI HIZ KESMİYOR
Lizbon mazisiyle de İstanbul'a benziyor. 1755 yılında meydana gelen büyük deprem ve tsunami sonrası 60 bin kişi hayatını kaybetmiş. Birçok kenti yerle bir eden deprem, bir tek bugün gece hayatının da nabzını tutan Alfama bölgesine zarar vermemiş. Burası, Portekiz'in halk müziği olan Fado'nun (Eskiden sevdiklerini denize gönderen kadınları tarafından söylenen ağıt) evi sayılıyor. Çünkü en ünlü Fado kulüpleri peşi ardına burada sıralanıyor. Bildiğimiz tavernayı andıran Fado mekânlarında, şarkı esnasında yemek yemek ya da ses çıkarmak ayıp karşılanıyor, şimdiden uyaralım. "Fado beni açmaz," diyenler ve biraz daha hareket isteyenler gece 03.00'e kadar kulüplerin açık olduğu Bairro Alto bölgesinin yolunu tutabilir. "Bu kadarı da bana yetmez," diyorsanız, o halde Avenida 24 Julho bölgesindeki partiler 06.00'ya kadar devam ediyor, bizden söylemesi.
ALIŞVERİŞ ZAMANI
Portekiz denizciliğini temsil eden Belem kulesi şehrin en önemli yapıtlarından biri. Belem bölgesi ayrıca, su, un ve şekerle yapılan pudin tatlısıyla da ünlü. Lizbon'un en meşhur caddesi ise ünlü markaların da bulunduğu Rua Agusta. Eiffel Kulesi'nin mimarı tarafından yapılan ünlü Santa Justa asansörü de yine bu bölgede bulunuyor. Üstelik bu neogotik tarzdaki asansörle şehrin en eğlenceli yerlerinden biri olan Bairro Alto bölgesine geçebilir ve Fado tavernalarından birinde günü sonlandırabilirsiniz. Ama Lizbon'un gece hayatında ipi göğüsleyen kulüp hiç kuşkusuz John Malkovich'in sahip olduğu eski bir depo olan Bico do Sapato. Portkez, Japon ve füzyon, üç farklı mutfak sunan kulüpte ara ara Cameron Diaz gibi Hollywood starlarına da rastlamak mümkün.
PORTEKİZ ŞARABI VE BALIK
Lizbon'da 'yemek' denilince ilk olarak akla deniz ürünleri geliyor. Balık çeşitleri, yengeçler, ıstakozlar, istiridyeler, denizle ilgili ne ararsanız burada bol bol bulabilirsiniz. Üstelik Lizbon'da bir taksi, bir de yeme-içme oldukça hesaplı. Tipik Portekiz yemeklerinin tadına bakmak istiyorsanız, Bairro Alto'daki Fado müzik yapan herhangi bir restorana girebilirsiniz. Çoğunlukla buradaki restoranlar aile tarafından işletilen, ufak ve ucuz yerler. Neredeyse tüm restoranların kapısında günün mönüsü asılı. Yemekten önce garsonlar masaya bazı aperitifler getiriyor. Ancak bunların paralı olduğunu hatırlatmakta yarar var. Fakat siz tabaklara dokunmadığınız sürece, hesaba dahil edilmiyorlar. Çok geleneksel olmayan mutfakları denemek istiyorsanız da Alfama'ya gidebilirsiniz. Buradaki cadde üzerindeki restoranlardan dilediğinizi seçebilirsiniz. Bir çeşit paella'ya benzeyen deniz mahsulleri pilavını (arroz de marisco) denemeyi unutmayın. Kentin en lüks restoranları ise eski bir rıhtım olan Kais ve Blues. Buralarda Lizbon cemiyet hayatının önde gelenlerine rastlayabilirsiniz. Yemek sonrası ise tatlı Portekiz şaraplarının tadına bakmayı ihmal etmeyin. Keskin ve şekerli aromaları yüzünden, yemeklere Portekiz şarabı pek gitmiyor. Ama yemek sonrası özel mahzenlere giderek 40 hatta 100 yıllık şarapların tadına bakabilirsiniz.
OTELLER
As Janelas Verdes Inn (3 yıldız) Tel: 21 86 396 81 43
Sheraton Lisboa Hotel (4 yıldız) Tel: 21 357 57 57
Le Meridien Park Atlantic Lisboa (5 yıldız) Tel: 21 381 87 00
Pensao Alegria (Pansiyon) Tel: 21 322 06 70
Yayın tarihi: 18 Ağustos 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/08/18//haber,4B81BB5FF9864537BF7F33FDFB0D106F.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.