kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 14 Ağustos 2007, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
YAVUZ DONAT

Ağlama Pala ağlama

Pala'yı bütün Sinop tanır.
Gezmek için Sinop'a gidenler de.
Pek çok "devlet büyüğü" de.
Pala "eski Sinop hapishanesinin gardiyanıdır."
Sabahattin Ali'nin "Başın öne eğilmesin, aldırma gönül aldırma" yı yazdığı tarihi hapishanenin."
Yıllar önce "hapishane, müze haline getirildi."
Pala'nın da işine son verildi.
Zira o sıralarda "devlet memurları kılık kıyafet yönetmeliği" çıkmıştı. Pala'nın "bıyıkları" yönetmeliğe aykırıydı.
"Bıyığını kes" dediler.
Oysa o "bıyığıyla tanınıyor."
Kimse "adını bilmiyor, adıyla çağırmıyor." Varsa Pala, yoksa Pala.
Cemil Çiçek de tanır, sever.
"Dokunmayın garibe" demişti de, Pala "müzede bir süre çalışmıştı." Gelip gidene "eski hapishaneyi gezdirmişti."
Sonunda biri "yaşlandın" dedi.
Diğeri "bıyıkların çok uzun."
Ve Pala işten çıkarıldı.
Şimdi eski hapishanenin karşısında çay bahçesi işletiyor.
Gelen giden Pala ile resim çektirir.
Pala'dan "hapishane anılarını" dinler.
Dün Pala aradı.
İki gözü iki çeşme.
"Hakkımda tutanak tuttular, hapse atacaklar" dedi.
- Pala suçun ne?
- Dediler ki izinsiz rehberlik yapıyorsun... Vallah yapmıyorum... Soranlara, eski mapushane ile ilgili anıları anlatıyorum.
- Pala benden ne istiyorsun?
- Cemil babama (Çiçek) söyle... O beni iyi bilir... Mapusane hatırası anlatmak da suç?
Türkiye'de bunca haksızlık, adaletsizlik, yanlışlık dururken, koskoca devletin gücü Sinoplu emekli gardiyan Pala'ya mı yetiyor?
Bırakın garibi kendi haline.