kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 10 Ağustos 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Tek suçlu küresel ısınma değil

Yeni Haber
Konya Ovası'nda yaşanan kuraklığı sadece dünya genelinde atmosferdeki 0.6 derecelik ısınmaya bağlamanın yanlış olduğu, kuraklığın bölgesel yağışlı-yağışsız iklim periyodu döngüsüyle yakından ilgisi bulunduğu belirtildi.

Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Yrd. Doç. Dr. Tahir Nalbantçılar, küresel ısınmanın dünyanın karşı karşıya bulunduğu en büyük tehlikelerden biri olduğunu, ancak karşılaşılan her türlü iklimsel farklılığın küresel ısınmayla açıklanamayacağını söyledi.

Türkiye'de kuraklığın en yüksek düzeyde hissedildiği Konya Havzası'nda görülen olumsuz etkilerin büyük oranda, bölgeye has mevsimsel döngüye bağlı olarak geliştiğini anlatan Nalbantçılar, bölgede yaşanan kuraklığın bütünüyle, dünya genelinde atmosferdeki 0.6 derecelik ısınmaya bağlamanın yanlış olduğunu belirtti.

Nalbantçılar, küresel ısınmanın henüz, mevsimlerin keskinliklerinde uzama-kısalma gibi değişimler ya da bazı bölgelerde beklenmedik seller şeklinde etkilerinin görüldüğünü vurguladı.

YÜZEY SULARI 5-10 YIL İÇİNDE ESKİ HALİNE DÖNEBİLİR

Küresel ısınmanın yağış rejimi üzerindeki ilk somut etkilerinin, ancak 20-30 yıl geçtikten sonra anlaşılabileceğini dile getiren Nalbantçılar, şunları kaydetti:

''Konya'da yaşanan kuraklık ve aşırı su çekimine bağlı olarak son 20 yılda, bölgede yer altı suyu seviyesi 25 metre azaldı. Beyşehir ve Akşehir Gölü gibi bölgenin önde gelen gölleri ve barajlarında su miktarı yüksek miktarlarda azaldı. Ereğli çevresinde yoğunlukta olmak üzere bölgedeki sulak alanların çoğu kurudu. Yağış azlığına bağlı olarak bölgedeki hububat üretiminde yüzde 50'den fazla rekolte kaybı oluştu. Kuraklık gerçek anlamda hat safhaya ulaşmış durumda. Ancak, Konya'daki kuraklığın en büyük nedeni 20 yıl yağışlı 20 yıl yağışsız geçen periyot. Şu an kurak periyodun 18. yılındayız. İşlerin yolunda gitmesiyle yağışlı periyoda girilmesi durumunda belki yer altı sularının eski seviyelerine gelmesi 20-30 yılı bulabilir. Ancak nehir, göl gibi yüzey suları normal seviyelerine 5-10 yıl içinde geri dönebilir.''

Nalbançılar, ancak beklenen yağışlı periyodun gecikmesi durumunda bölgede yaşanan kuraklığın artarak devam edebileceğini, bunun da bölgedeki tarımsal faaliyetler ile günlük yaşamı sıkıntıya sokabileceğini sözlerine ekledi.

AA