Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili belirsizlik hallolduktan sonra Türkiye'nin bir numaralı gündem noktası kuşkusuz DTP'li milletvekilleri olacak. Her hareketleri, her konuşmaları hatta bazen konuşmamaları bile haber olacak. Cumartesi yemin töreninde Ahmet Türk'ün, MHP lideri Bahçeli ile tokalaşması, sonrasında DTP'lilerin sorunsuz bir şekilde seslendirdiği milletvekili yeminlerinin MHP'liler dahil alkışlanması kayda değer ve gelecek için umut veren gelişmeler. Belki de bundan sonraki dönemde en kritik görev DTP'li vekillere düşüyor. Bugüne kadar Aysel Tuğluk ve Ahmet Türk'ün açıklamalarında altı çizilebilecek sözler var.
Ama ortada ağır bir havanın olduğu ve bol miktarda acabanın dolaştığı bir atmosfer olduğu da kesin.
Kimilerine göre, Meclis'e PKK'nın uzantısı olarak geldiler. Kimilerine göre, devletin kırmızı pasaportu ve 8.5 milyar maaş ile ülkenin dibine dinamit koyacaklar. Bazılarına göre ise, gerçekten iyi niyetliler. Bu milletvekilliği şansını da Türkiye'nin huzuru, kardeşliği ve bölünmez bütünlüğü adına bir şans olarak kullanacaklar. Ama en baştan ne olursa olsun, demokratik parlamenter rejimle gelen bu isimlerin ne söyleyeceğini, ne yapacağını beklemek, Türkiye'nin büyüklüğüne yakışan olacaktır.
Daha ilk günlerden şovenist bir ruhla ne söyleyeceklerini beklemeden konuşturmamak, onları izole ederek istenmeyen noktalara doğru kaymalarının önünü açacaktır. Burada iş sadece ilk çıkışlarıyla örnek olan MHP'ye değil, AK Parti, CHP ve DSP dahil üzere herkese düşüyor. Bununla birlikte, on binlerce insanın kanında parmağı olan, binlerce askerimizi şehit eden PKK'nın eylemlerinin kamuoyunun belleğinde ağır bir travması var. O nedenle de, mantık değil haklı bir duygusallığın ağır bastığı bir düşünce sistemi mevcut. Bu maalesef Güneydoğu'dan gelen acı haberlerle de hâlâ sürüyor.
Bu yüzden samimi olarak söylemek gerekirse, DTP'li vekiller ile ilgili kafalardaki acabaların azalması vakit alacak. Bu süreç çok zorlu geçecek. Herhangi bir terörist saldırıda dikkatlerin onların üzerinde odaklaşacağı ve bazı gözlerin onlara, "Bunun hesabını verin" diye çevrileceği de kesin. Ankara ile Güneydoğu arasında gelişmelere göre inen kalkan bir tahterevalli misali. Geldikleri taban, Meclis'in yüce çatısı altında kendilerinden samimi olarak beklenenler arasında muazzam bir sıkışmışlık içindeler. Öte yandan, Avrupa'nın yakın ilgisi bir süre sonra onların Meclis içinde sanki Avrupa Parlamentosu milletvekili haline dönüşmeleri gibi garip bir durumu da beraberinde getirebilir.
Ama belki de her şeyden önemlisi, onlara oy veren halk onlardan hizmet bekliyor. Durumlarını iyileştirmelerini bekliyor. Bu yüzden de, herkesten önce o halkın onlara sahip çıkıp, daima doğru yolu göstermesi gerekiyor. Çünkü, DTP'nin halktan uzak, daha çok partizan yaklaşımlarının nelere mal olduğu AK Parti'nin bu seçimde bölgeden aldığı hatırı sayılır oy ile bir kez daha anlaşıldı. Burada, medyanın da "bugün nasıl gerginlik çıkarırım" yaklaşımından uzak durması önemli.
Cumartesi günü "büyük Türk milleti" önünde ettiklerini belirttikleri ve içinde, "Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü korumaya" ifadeleri bulunan yeminleri öncesi içlerinden biri önemli sözler sarf etti. Gazetecilerin "Neler hissediyorsunuz?" diye sorduğu
DTP'li Pervin Buldan, "Onur ve gurur verici. Türkiye'ye hayırlı olsun" dedi. Umut edelim, kendilerine güvenmeyenleri haklı çıkarmazlar ve şüphe bulutlarını dağıtarak, ülkenin önünü açmada rol oynarlar. Gazetemizin dünkü manşeti gibi inşallah "Başladığı gibi sürsün." Çünkü, bu yüce Türk milleti, hizmetlerini görüp gerekirse onları omuzlara almayı da bilir.
Bugünkü Tüm Yazıları
DTP'liler üzerine tahterevalli teoremi
Yayın tarihi: 6 Ağustos 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/08/06//haber,0A17A0D0F47F4E7ABBCC6F7DDDE87E62.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.