kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 4 Ağustos 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Tarık Akan, son derece hayvansever bir veteriner olmasıyla dikkat çekiyor.

Sokakta aç susuz kalakalıyorlar

NESLİHAN TUNÇ
14.07.2007
Gün geçmiyor ki, sokakta çaresizce yaşamaya çalışan ürkek bir siyam ya da kirden rengi görünmeyen bir terrier görmeyelim. Sokağa terk edilen evcil hayvan sayısının arttığını söyleyen Veteriner Hekim Tarık Akan, bunun en büyük nedeninin bilinçsiz hayvan sahiplenilmesi olduğu görüşünde..
Okullar tatilde. Çocuğunuzu oyalayacak, eğlendirecek bir şeyler lazım. Hemen bir petshop'a koşup şirin bir kedi yavrusunu gösterişli bir paket yaptırıp eve koşuyorsunuz. Tabii çocuğunuz onu görünce havalara uçuyor. Ancak bu yeni oyuncağından iki hafta sonra sıkılıyor. Ve zavallı kedicik önce evde bir kenara sonra da sokağa atılıyor. Şu sıralar sokaklar cins kedi ve köpeklerden geçilmiyor. Planet Pet Veteriner Kliniği'nden Veteriner Hekim Tarık Akan'la, hayvan sahiplenmede nelere dikkat edilmesi gerektiğini konuştuk.

- Şu sıralar sokaklar terk edilmiş hayvanlarla dolu. Bunun nedeni sizce ne?
- Evet öyle ne yazık ki. Bunlar oyuncak değil. Bir kedi ya da köpeği aldığınızda 10-15 yıl beraber yaşayacaksınız. İnsanlar bunun ne kadar büyük bir sorumluluk olduğunu bilmiyor. İlk başta sadece şirin olduğu için eve giriyor. Ama sonrasında hayvan çok da şirin görünmüyor sahiplerine. Önce onların bir birey olduğunu kabullenmek lazım. Onların da ihtiyaçları var, canları sıkılabiliyor ve hasta olabiliyorlar.

- Genelde petler çocuklara hediye ediliyor. Bir çocuğun, bir hayvanın sorumluluğunu alması mümkün mü sizce?
- Hayır mümkün değil. Bence üniversite çağından önce ev hayvanı sahibi olunmamalı. Bir çocuğun başka bir çocuğa bakması mümkün müdür? Siz 10 yaşında bir çocuğa bir bebek emanet edebilir misiniz? Bu aynı şey. Ve bu hiç büyümeyen bir çocuk. Onun kendi kendine bir şey yapma ihtimali yok. Her şeyini siz yapacaksınız.

- Siz de terk edilme vakalarına şahit oluyor musunuz?
- Ben çok sık yaşamıyorum çünkü çok tepki gösteriyorum. Ama diğer meslektaşlarımın kapısına bırakılan çok oluyor. Geçenlerde biri aradı, "Artık kedime bakmakistemiyorum. Size getireceğim," dedi. Çıldırıyorum böyle bir şey olduğu zaman. "Ben size yardımcı olamam," dediğimde de, "Niye, sen veteriner değil misin?" dedi.

- Eve alışan bir hayvanın sokağa terk edildiğindeki psikolojisi nasıldır sizce?
- Bunu anlayabilmek için bir gece çıkıp sabaha kadar sokakta yaşamak lazım. El bebek gül bebek büyütülmüş, sonra da sokağa bırakılıyor. Öyleyse hiç almayın, bırakın doğal ortamında yaşasın. Kedilerin sokaktaki ömrü çok uzun değil. En uzun yaşayan beş yıl yaşıyor. Ömrü kısa olsa da orada büyüyor ve orada yaşamayı biliyor. Evden bıraktığınız bir kedinin sokakta yaşama ihtimali sıfır.

- Siz sahiplendirmeden önce nelere dikkat ediyorsunuz?
- Sahiplendirme formları doldurtuyoruz. Daha önce kedi bakıp bakmadığı, kaçıncı katta oturduğu, kısırlaştırma hakkında ne düşündüğü, aylık geliri gibi konuları irdeliyoruz. İlk zamanlar sadece yüzüne bakıp iyi niyetli biri diye veriyorduk ama aradan bir hafta geçmeden, "Bu bizim koltuklarımızı tırmıklıyor," deyip getirmeye başladılar. Sonra biz de bu formu oluşturduk.

- Mikroçip uygulaması terk edilmelerin önüne geçebilir mi?
- Bu çok önemli bir uygulama. Bu sistemde bütün sahipli ya da sahipsiz hayvanların bir numarası var. O numarada sahibinin kim olduğu, ne zaman doğduğu, ne zaman kısırlaştırıldığı, hangi aşıları olduğu, hangi adreste kayıtlı olduğu gibi birçok bilgi var. Böylelikle bütün hayvanların bir yerde kaydı olmuş oluyor. Siz o hayvanı başka bir yerde bulduğunuz zaman sahibini bulabiliyorsunuz. Sahibi bulunup da geri almak istemezse o zaman ciddi bir yaptırım uygulanıyor.

- Bizde durum nasıl?
- Türkiye'de henüz cezai yaptırım uygulanmıyor. Bir yasa ile, sahipli hayvanların kayıt altına alınması için, mikroçip takılması konusundaki uygulama Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatıldı. Bizde insanların, ilk tepkisi "Takmasak ne olur ki?" oluyor.