Yabancı Hiltonlar yerli Hiltonlar

ABD'deki televizyon kanalı msnbc'nin haber spikeri Mika Brzezinski, sabah haberlerinde, Hilton Otelleri'nin skandal varisi Paris Hilton'la ilgili bir haberi okumayı reddedip, haber metnini yırtınca, pek çok kişi kendisini tebrik etmişti. Ben onlardan değilim efendim. Ben Paris Hilton'u merak eden mutlu çoğunluktanım. Yaratılmış bir figür olarak Paris Hilton'un her hareketi, her 'frikik'i beni heyecanlandırıyor. Amerikan medya âlemiyle, bu ne yaptığı konusunda şuuru yarı kapalı, yarı çok uyanık hanım arasındaki enteresan ilişki, o tuhaf ilişkinin Amerikan medya aleminden tüm dünyaya saçılması... Yani efendim, mesela ne bileyim, Paris Hilton'un bizim Şereflikoçhisar'daki Berber Erol'un dükkânında sıra beklerken gazete okuyan emmilerin hayatına 'cart' diye girmesini çok gerçeküstü ve bir o kadar da hayranlık verici buluyorum. Zaten şu 'küreselleşme' denen şey, bir 'sıcak para'yı, bir de Paris Hilton'u küreselleştirdi. Yani, bizim Şereflikoçhisar'daki Berber Erol, kasabadan çıkmaksızın, hayatını tıraş yaparak sürdürüyor ama bir doların gözü önünde inip çıkmasını, bir de Paris Hilton'un donsuz haldeki frikiklerini günü gününe takip ediyor. Bu tek taraflı küreselleşme, aslında yaşadığımız çağın hayat sırrı değil de nedir? Şimdi tabii küreselleşen dünyada, nasıl ki Wall Street'in karşılığı yerel borsalar varsa, Paris Hilton'un yerel imitasyonlarına da rastlıyoruz. Eminim ki, Hindistan'da, oranın yerel özellikleriyle donanmış ama Paris Hilton standartlarını düstur almış 'Delhi Hilton'lar, ülkelerinin sokaklarında özgürce salınan ineklere yabancı bir vaziyette dolanmaktadır. Elbette bu, Hollywood ile Bollywood arasındaki farklar gözetilerek değerlendirilmelidir.

HİLTON ANALİZİ
Bizim memlekete de bir Helin Avşar durumu söz konusudur; kendisi için 'İstanbul Hilton' benzetmeleri yapılmaktadır. Aslında, Paris Hilton'un küresel şöhreti, ciddi bir birikimin üzerine kurulu; katıldığı epey bir yapım, televizyon şovu, bir albüm çalışması, eski erkek arkadaşıyla çekilmiş bir porno filmi, bir sürü önemli frikiği ve türlü rezaletleri var. Bu sebeple, tüm şöhretine rağmen, partilerde 20 dakika görünmek için 200 bin dolar talep edebiliyor. Oysa Helin Avşar, bir yerel Hilton olarak, bar çıkışı alkollü sağa-sola toslamalarla ve kısmi frikiklerle bizi oyalamaktadır. Üstelik, şöhretini nakde havale edebildiğini pek sanmıyorum. Muhtemelen en önemli müşterisi ablası olan bir tasarım dükkânı mevcuttur ve katılmış olduğu şarkı yarışmasında detone ezgilere imza atması dışında ciddi bir faaliyeti yoktur. Paris Hilton, cezaevine girmiş, toplumsal alana da böyle bir iz bırakabilmiştir. Helin Avşar ise, toplumsal alana dair televizyon programlarında, "Her şey laik olsun," gibi laflar etmenin ötesine geçememiştir. Zaten yerel Hiltonluk da böyle bir şeydir. Hakikisi küreseldir, imitasyonları ancak sınırlı ve yerel gündemler teşkil edebilmektedir. Neyse, tabii bizde de bu işlerin değişik kategorileri mevcut olacaktır; önümüzdeki günlerde kuşkusuz 'Adana Hilton'ları da analiz edeceğiz...