Karaciğer kanseri olan kardeşimin kemoterapi tedavisini üstlenen hekime, yurtdışından getirttiğimiz bitkisel kökenli bazı ilaçları kullanmak istediğimizi söyledik. Ancak hekim 'böyle bir tedavinin etkin ve güvenilir olduğuna dair elinde yeterli bilimsel kanıt olmadığını' söyledi. Kanıta dayalı olmayan bir tedaviyi uygulamanın risklerinden bahsetti. Oysa bu ilaçları bize tavsiye eden kişi, kendi hastasının bu tedaviyle iyileştiğini söylemişti. Bu durumda biz de arada kaldık. Bir maddenin tıpta teşhis veya tedavi amacıyla kullanılması, belirli aşamalardan geçen bir sürecin sonucunda mümkün olabilir. Herhangi bir kimyasal formülün insanlarda tedavi edici etkisi olabileceği düşünüldüğünde; ilk yapılması gereken, öncelikle uygun deney hayvanları üzerinde bu maddenin test edilmesidir. Hayvan deneylerinde söz konusu maddenin etkinliği ve güvenirliği ortaya çıktığında, kullanım dozlarının tespitine çalışılır.
DENEYLE KANITLANMALI Bundan sonraki adım; sağlıklı insanlar üzerinde yapılacak deneylerdir. Gönüllü insanlar üzerinde yürütülen bu çalışmalar üç aşamada yapılır. İlk aşamada dar bir grupta (genellikle 20-80 kişi), ilacın insan vücuduna verildikten sonraki seyri, yan etkileri ve tolere edilebilir, güvenli dozu araştırılır. İkinci aşamada, genellikle birkaç yüz kişilik bir grupta ilacın etkinlik ve güvenirliliği test edilir. Üçüncü aşamada ise geniş gruplarda (binlerce kişide) ilacın karşılaştırmalı tedavideki etkinliği ve yan etkileri, yarar/zarar oranı ölçülür. Bundan sonra ilaç, hastaların kullanımına verilir.
TEMENNİYLE OLMAZ Ancak, piyasaya verildikten sonra da ilaç hakkında bilimsel çalışmalar sürdürülür. Bunlar dördüncü aşama deneylerdir. Tüm bu deneylerin sonuçları, hakemli bilimsel dergilerde yayınlanıp, konunun uzmanları arasında tartışmaya açılır. Lehte ve aleyhteki görüş ve tartışmalar sonrasında, yeni molekül ilaç olarak benimsenip klasik tıp kitaplarına girebilir. İşte biz hekimler; ancak bu aşamalardan geçip, etkinliği ve güvenirliği bilimsel ilke ve yöntemlere uygun şekilde test edilmiş ve tıp otoritelerince kabul görmüş bir ilacı hastamıza öneririz. Buna 'kanıta dayalı tıp' denmektedir. Temennilere, kişisel deneyimlere dayanarak bir maddenin ilaç niyetine kullanılması, tıp etiği ve hukuku açısından olası değildir. Hasta bakımından da oldukça risklidir. Beklenen fayda elde edilemeyebilir. Umulmadık bir yan etki ortaya çıkabilir. Ödediğiniz bedel de yanınıza kâr(!) kalabilir.
Yayın tarihi: 30 Temmuz 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/07/30/gny/haber,D32105F5D5EA4D56AC79974FDBD93FAD.html
Tüm hakları saklıdır.