İki koltuk değneğiyle geldim şimdi yüzüyorum
Doktorların 'hastanede kal' ısrarlarına karşı çıkıp teknesiyle Ege'ye sığınan ve sekiz yıldır kansere kafa tutan Kazım Kanat: Eski yaşamdaki Kazım için yapacak bir şey kalmadı dedim. Koltuk değneğiyle sürünerek geldiğim Bodrum'da şimdi yüzüyorum. Şu küçücük tekne beni hayata bağladı. Maçın devre arası gibi; güç topladım. Bu öyle bir maç ki hep gol atmak zorundasın! ..
İLİŞKİLİ HABERLER
İki koltuk değneğiyle geldim şimdi yüzüyorum
Bu röportajları usta gazeteci Kazım Kanat'ın 8.5 metrelik teknesinde yaptık. Bir günü on gün gibi yaşadığı için onunla birlikte geçirdiğim üç günün sonunda yorgunluktan bayılmak üzereydim. Bir ara bana dönüp, "Bak yoruluyorum Esra" dedi. Ben ve foto muhabirim Uğur Can artık yere serilmek üzereydik. "Biz de çok yorulduk" dedim. "Gerçekten mi?" dedi ve yorulmanın normal olduğunu görünce sevindi. Bunları konuştuktan hemen sonra Marmaris Karacasöğüt'ten akşam üstü yola çıktık. Kendisi acemi bir kaptan olarak, dört metrelik dalgalarla, yüzünde muzip gülümsemesi eksik olmadan boğuşmaya başladı. Biz korktuk o eğlendi. Pür neşe iki saat tekne kullandı. Zor zamanlara alışıktı ve sonrasında sorularımı yanıtladı:
ABORJİNLER GÜÇ VERDİ
* Teknedeki bu hayat, tedaviyi reddetmek anlamına mı geliyor?
Ben buraya kaçtım ve sığındım. Ama doktorlarla tartıştık. 'Bu benim görüşüm' dedim. İzin vermediler, 'hastanede kal' diye tutturdular. Ben tedaviyi reddetmedim, yeni bir yaşam denemeye karar verdim. Yeni yaşamdaki Kazım Kanat'ı tedavi etmelerini istedim. 'Eski yaşamdaki Kazım Kanat için yapacak bir şey kalmadı' dedim. Yaşam arzusunu bitirmiştim, beni hayata bağlayan güçler ve inançlar zayıflamıştı. Bu, maçın devre arası gibi... Soluklandım, kendimi toparladım ama elbette tekrar tedaviye devam edeceğim. Ama en büyük tedavinin bu kaçamak olduğunu da anladım. Bana burası hayat verdi. İki tane koltuk değneğiyle sürünerek geldiğim Bodrum'un bu köşesinde yüzüyorum, eğleniyorum, gülüp geçiyorum. Şu küçücük tekne beni hayata bağladı. İstanbul'da tripleks villada otursam böylesi bir mutluluk bulamam. Yani insanlar hayallerini yaşamalı.
1 GOL YİYİNCE 2 GOL ATMALIYIM
* Kanser tedavisinin en zor anı ne zamandır, ilk duyduğunuz an mı?
Kanseri öğrendikçe zorlaşır. Kanser olduğumu ilk duyduğumda 'bu iş çabuk biter, iyileşirim' dedim. Hatta meslektaşım Hıncal Uluç hastane odama gelip başıma 'Bir Çift Yürek' adlı kitabı koydu ve 'onu oku iyileşirsin' dedi. Kolon kanseri teşhisi konmuş, ameliyattan yeni çıkmışım... Ama kitabı okudum. O kitap benim hayata bakış açımı değiştirdi. Ben insanın gücünü orada öğrendim. O kitap olmasaydı belki de kolay teslim olabilirdim. Eski bir kabile olan Aborjinler'in hayatını anlatan bir kitaptı. İnsanın içinde kendini iyileştirebilen bir güç olduğunu kitap bana hatırlattı. 'Ben de yapabilirim' dedim ve dokuz saatlik ameliyattan 20 gün sonra çıkıp İzmir'deki deplasman maçına gittim. Ama hastalık ilerledikçe, oradan başka yere zıpladıkça sürekli gol yiyen bir takım gibi moralim bozuluyordu. Bir gol yiyorum, iki gol atmam gerekiyor. Bir maç ki hep kazanmak zorundasın! Hastalığı ve hastaneyi tanımaya başladım. Bir nevi doktor olmaya başladım. Öğrendikçe dehşete kapıldım. Keşke hiçbir şey bilmeseydim. Keşke cahil biri olsaydım. Şimdi başıma gelecek her şeyi biliyorum. Tek ürktüğüm nokta; bu filmin sonuna yaklaştıkça bazen panikliyorum itiraf edeyim...
DENİZ, GÜNEŞ VE ORMAN İLACIM
* İlaç alıyor musunuz?
Şimdi hiçbir şey almıyorum. Ama her şey ilaç oluyor. Deniz ilaç oluyor, güneş ilaç oluyor. Dünyanın en fazla oksijen üreten ağaçları Günlük ağaçları; onların altına demirliyorum teknemi.
* Radyoterapi zor mudur?
Radyoterapinin ne olduğunu anlamadım. Ne olabileceği söylenmedi. Devlet hastanelerinde bazen insanlara ne olacağı söylenmeden tedavi başlıyor. Ben hastanelerde hep başka bir hastayla konuşarak öğrendim süreci.
* Kanser çok ağrı yapar...Bu ağrılarla nasıl başa çıktınız peki?
Ağrı eşiğim çok yüksek. Belki de yükseldi. Canım tatlı değildir. Ağrılar olsun, acılar olsun hep eğlenecek bir şey bulurum. Bu en iyi ağrı kesicidir. Kalçamı kırdım anneme telefon ettim. Annem bana çocukken çok kızardı. Anadolu kadınıdır; 'it ayağı yemiş gibi neden dolaşıyorsun. Kıçını kır evde otur ders çalış' derdi. Hasta yatağımdan aradım 'ne yapıyorsun nerelerde geziyorsun' dedi. Ben de 'Kıçımı kırdım evde oturuyorum' dedim.
İLİŞKİLİ HABERLER
İki koltuk değneğiyle geldim şimdi yüzüyorum
Yayın tarihi: 30 Temmuz 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/07/30/gny/haber,9FC4788B8DDC48CCBB382B95FCEF7400.html
Tüm hakları saklıdır.