Marc Craig'in 20 yıl boyunca biriktirdiği mesajlarına fotoğraflar da eşlik ediyor. Hapy New Year albümü, Craig'in ailesi ve sevgilisiyle yaşadıklarını içeriyor. Daha çok bilgi ve fotoğraf için www.talktome.org.uk adresine bakabilirsiniz.
Sinyalden sonra mesaj bırakın
Londra'da yaşayan Marc Craig, 20 yıldır telefonuna bırakılan mesajlarını biriktirdi ve ortaya bir belgesel çıktı. Craig'e bırakılan mesajları şu sıra İngiltere'de bilmeyen yok!..
Mark Craig 20 yıl önce, pek çok insan gibi evde olmadığı zamanlar bırakılan mesajları dinleyebileceği bir telefon cihazı satın aldı. Fakat bir akşam eve döndüğünde telefona bırakılan ilk mesajı dinledi ve ondan sonra bütün mesajlarını saklamaya başladı. Mark Craig şu sıralar İngiltere'nin, hakkında en çok konuşulan insanlarından biri. Çünkü Craig'in sayısı binleri bulan telefon mesajları, BBC Channel 4'te Talk To Me adıyla 23 dakikalık bir belgesel olarak gösterildi. Annesinin 'Mark ben annen, sağlığın nasıl?', kız arkadaşının 'Bu akşam filme gidiyor muyuz?' (Bahsi geçen film Graame Campbell'in yönettiği 1996 tarihli Talk To Me) deyişi bu mesajlara birer örnek. Babasının biyopsi raporları hakkında bilgi, yakın arkadaşlarının tatil teklifleri, konser davetleri, gecikmiş kira hakkında uyarılar gibi binlerce mesajın sahibi olan Craig, ıvır zıvır tabir edilen şeyleri biriktirme konusunda da hassas...
HAYAT DEĞİŞİYOR
Londra'nın kuzeyinde küçük bir evde otururken pizzacıların, taksi duraklarının el ilanlarını toplayan Craig, belgeselin prodüksiyon aşamasında 20 yıl boyunca neler yaşadığını, hayatına kimlerin ve nelerin girdiğini yeniden görmüş. Eski kız arkadaşını hatırlamış, annesinin üzerine titrediği günleri yad etmiş ve en önemlisi de babasının hastanede kaldığı günleri anımsadığında, hayatta her zaman hatırlanması gereken şeylerin olduğuna karar vermiş. Mark'ın babasının mide ameliyatı olduğu zamanlarda bırakılan mesajlarla, onun ölümünden sonraki mesajlar arasındaki farkı da Craig, 'hayat değişiyor' şeklinde yorumluyor. Cep telefonunun çıkmasından sonra Mark'ın evindeki telefona daha az mesaj bırakılır olmuş ama o, cep telefonlarının mesaj kaydetme fonksiyonunun da çok işe yarayacağı fikrinde. Mesaj koleksiyonunu tararken en çok, enteresan bulduğu mesajların sahibini aramakla geçirdiği dönemlerde eğlenmiş: "Bir kere çok yakın bir arkadaşımın mesajını dinledim, çok duygusal bir mesajdı ama o sırada sahibinin kim olduğunu hatırlamadım, bir dedektif gibi çalışarak mesajdaki sesin sahibini buldum." Craig'in en büyük sıkıntısı, başkalarına ait olan ve çoğunun 'mahrem' olarak değerlendirdiği mesajlar televizyonda yayınlandığında gelen tepkiler olmuş. Tabii eski arkadaşlarının kutlamaları, annesinin duygusal mesajları da Mark'ın vicdanını rahatlatan şeyler. Belgeselin yayınlanmasından sonra bir ev alan Mark Craig, şu sıralar çoğu kişinin çöpe attığı el ilanları koleksiyonunu tasnif etmekle vakit geçiriyor ve "Belki de 20 yıl sonda çöpe atılan şeylerden kişisel tarihimi çıkarırım," diyor.
Yayın tarihi: 28 Temmuz 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/07/28/ct/haber,90368B70596B4335912AA73913B4166D.html
Tüm hakları saklıdır.