kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Temmuz 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

"Kamu harcamaları azaltılacak"

Yeni Haber
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, maliye politikasının 2007 yılı enflasyon hedefine destek sağlayabilmesi içi merkezi yönetim bütçe hedeflerine ulaşılmasının tek başına yeterli olmayacağının düşünüldüğünü belirterek, ''bu çerçevede, faiz dışı fazla hedefine ulaşabilmek için gerekli intibakın dolaylı vergilerden ziyade kamu harcamalarındaki hızlı artışı yavaşlatıcı tedbirler yoluyla yapılması önem taşımaktadır'' dedi.

Yılmaz, Enflasyon Raporu'nun tanıtımına ilişkin olarak düzenlediği basın toplantısında, kamu harcamalarının öngörülenden daha hızlı artmasının bütçe disiplini ve fiyat istikrarı açısından büyük önem taşıdığını tekrar vurgulamakta yarar gördüğünü söyledi.

Durmuş Yılmaz, 2007 yılının ilk yarısı itibarıyla, merkezi yönetim faiz dışı harcamalarındaki artış oranının, 2007 yılı tamamı için öngörülen yüksek oranlı artış hedefinin üzerine çıkmış bulunduğunu bildirdi.

Yılın ilk yarısı itibarıyla merkezi yönetim bütçe dengesinin hedeflerle uyumlu bir düzeyde gerçekleşmesinde, öngörülmeyen ve bir defaya mahsus gelir niteliğindeki gelişmeler belirleyici olduğunu ifade eden Yılmaz, şöyle devam etti:

''Sıkı maliye politikasından elde edilen kazanımların kalıcı hale gelebilmesi, enflasyondaki düşüşe verdiği desteğin devam etmesi ve kamu borç stokunun daha düşük düzeylere indirilebilmesi için yapısal reformların etkin bir şekilde yürütülmesi önemini korumaktadır.Kamu kesiminde disiplini ve etkinliği sağlamaya yönelik yapılan ve yapılmakta olan reformlar, bir yandan kamu maliyesini daha sağlıklı temellere kavuştururken diğer yandan ekonomide rekabetçi bir yapının yerleşmesi ve dolayısıyla bazı sektörlerdeki enflasyon katılıklarının ortadan kalkması açısından hayati öneme sahiptir.''

Fiyat istikrarının sağlanması açısından para politikasının yanında maliye politikaları ve yapısal reformların da büyük önem taşıdığını bir kez daha hatırlatmakta fayda gördüğünü belirten Yılmaz, bu çerçevede Avrupa Birliğine uyum ve yakınsama sürecinin devam etmesi ile ekonomik programa ilişkin yapısal reformların hayata geçirilmesinin uzun vadeli istikrar açısından önemini koruduğunu bildirdi.

Yılmaz, ''özellikle mali disiplinin kalitesini artıracak olan yapısal reformlar konusundaki gelişmeleri, gerek makro ekonomik istikrar gerekse fiyat istikrarı üzerindeki etkileri açısından yakından izlediğimizi belirtmek isterim'' dedi.

RİSK UNSURLARI

Durmuş Yılmaz, enflasyonun geçen bir yıl içinde yüksek seviyelerde seyretmesi, işlenmemiş gıda ve petrol fiyatlarına ilişkin belirsizliklerin sürmesi ve 2007 yılındaki gelirler politikası uygulamalarının enflasyon beklentilerindeki katılığı artıran unsurlar olduğunu söyledi.

Orta vadeli enflasyon beklentilerinin henüz hedefle uyumlu düzeyde olmaması, son dönemde ekonomik birimlerin hedef enflasyonu gösterge olarak alma oranının azaldığına işaret ettiğini ifade eden Yılmaz, ''bu durum özellikle ücret ayarlamalarına ve dolayısıyla hizmet sektörü enflasyonuna ilişkin risk oluşturmaktadır'' dedi.Bu riskin gerçekleşmesi durumunda enflasyondaki düşüş sürecinin öngörülenden daha yavaş olacağından, para politikasında öngörülenden
daha temkinli bir duruş gerekebileceğini belirten Yılmaz, şöyle dedi:

''Yapısal unsurlar nedeniyle geçmişe endekslemenin de ötesinde katılık gösteren bazı hizmet kalemlerinde fiyatlar para politikasının etki alanı dışındadır.Örneğin, son üç yılda kira kalemindeki artışlar çok yüksek seyretmekte ve tek başına kira artışının yıllık enflasyona katkısı bir puana yaklaşmaktadır. Önümüzdeki aylarda kiralardaki yıllık artış hızının kısmen yavaşlayacağı, konut arzının artmasıyla da orta vadede daha istikrarlı bir görünüme kavuşacağı düşünülmektedir.

Yine de, kira artışlarının diğer hizmet fiyatlarına kıyasla yüksek seyretmeye devam etme ihtimali enflasyondaki düşüş sürecini yavaşlatabilecek bir risk unsuru olarak değerlendirilmektedir. Yaptığımız araştırmalar kira kontratlarında halen yuvarlama
alışkanlıklarının yaygın olduğunu göstermektedir. Bu davranış, düşen enflasyon ortamıyla uyumlu değildir. Gerek kiracıların gerekse ev sahiplerinin yüksek enflasyon döneminden kalma fiyatlama alışkanlıklarını terk etmeleri ve kontratlarını yaparken orta vadede enflasyon hedefinin yüzde 4 olduğunu hesaba katmaları önem taşımaktadır.''


PARASAL AKTARIM MEKANİZMALARI

Geçtiğimiz bir yılda, parasal aktarım mekanizmasının daha etkin işlemeye başladığının gözlendiğini kaydeden Yılmaz, faiz dışı bütçe harcamalarındaki artışlar ve güçlü dış talebin enflasyondaki düşüş sürecini yavaşlatsa da parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkileriyle enflasyonun kontrol altına girdiği ve tekrar hedefe doğru yöneldiğini bildirdi.

Ancak, enflasyonun orta vadede yüzde 4 hedefine erişebilmesi için iç talebin bir süre daha ivmelenmeden ılımlı bir seyir izlemesi gerektiğini söyleyen Yılmaz, şöyle devam etti: ''2007 yılının ikinci yarısında belirsizlik algılamalarının ortadan
kalkması ve uzun vadeli faizlerin düşmeye devam etmesi halinde talep koşullarının enflasyondaki düşüş sürecine verdiği katkı azalabilecektir.Böyle bir riskin gerçekleşme olasılığının güçlenmesi halinde öngörülenden daha temkinli bir duruş sergilenebileceği gibi, gerektiğinde kısa vadeli faizler dışındaki, zorunlu karşılıklar ve benzeri diğer araçlara da başvurulabilecektir. Ancak, para politikasının temkinli duruşu mali disiplinle desteklendiği takdirde böyle bir riskin gerçekleşme olasılığı düşük olacaktır.''

Küresel ekonomideki dengelere ilişkin belirsizlik algılamalarının sürmesinin uluslararası yatırımcıların portföy tercihlerinde ve likidite akışında ani dalgalanmalara yol açabilecek önemli bir risk unsuru olarak öne çıktığını ifade eden Yılmaz, risk algılamalarında önemli bir değişim olması halinde Merkez Bankasının etkin likidite yönetimiyle olası dalgalanmaların enflasyon görünümü üzerindeki etkilerinin sınırlı kalmasını sağlayacağını söyledi.

TÜKETİCİLERE MESAJ

Kredi faizlerinde yakın zamanda gözlenen düşüş eğiliminin büyük ölçüde enflasyondaki kısmi iyileşmeden kaynaklandığını belirten Yılmaz, ancak, nominal faizlerdeki bu düşüşe rağmen reel tüketici kredi faizlerinin halen yüksek düzeylerde olduğunun unutulmamasında yarar bulunduğunu vurguladı.

Yılmaz, ''bu bağlamda, tüketicilerimizin özellikle uzun vadeli tüketici kredi kullanımlarının zamanlamasını belirlerken fiyat istikrarına kalıcı olarak ulaşıldığında reel faizlerin çok daha düşük düzeylere ineceği bilgisini de dikkate almalarının yararlarına olacağını özellikle vurgulamak isterim'' dedi.

BANKALARA MESAJ

2007 yılının ikinci yarısında belirsizlik algılamalarının ortadan kalkması ve uzun vadeli faizlerin düşmeye devam etmesi halinde talep koşullarının enflasyondaki düşüş sürecine verdiği katkının azalabileceğini kaydeden Yılmaz, şöyle dedi: ''Böyle bir riskin gerçekleşme olasılığının güçlenmesi halinde öngörülenden daha temkinli bir duruş sergilenebileceği gibi, gerektiğinde kısa vadeli faizler dışındaki, zorunlu karşılıklar ve benzeri diğer araçlara da başvurulabilecektir. Ancak, para politikasının temkinli duruşu mali disiplinle desteklendiği takdirde böyle bir riskin
gerçekleşme olasılığı düşük olacaktır.''