Erdoğan milletvekili mazbatasını aldı
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul İl Seçim Kurulunda milletvekili mazbatasını aldı.
Erdoğan, İl Seçim Kurulunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin ile İl Seçim Kurulu Başkanı Tanju Halil Bilgin'in odasına girerek bir süre görüştü. Başbakan Erdoğan daha sonra Bilgin'den mazbatasını alarak basın mensuplarına poz verdi.
Erdoğan ile Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, eski İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ve aralarında Burhan Kuzu, Osman Gazi Yağmurdereli, Ayşe Nur Bahçekapılı, Ömer Dinçer, İdris Naim Şahin, Lokman Ayva, Mehmet Müezzinoğlu, Feyzullah Kıyıklık, Fuat Bol, Ertuğrul Günay, Nusret Bayraktar, İdris Güllüce, Mesude Nursuna Memecan, Hüseyin Besli'nin de bulunduğu milletvekilleri mazbatalarını almak üzere İstanbul İl Seçim Kuruluna geldi.
Mazbata alma töreninde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve bazı ilçe belediye başkanları ile partililer de hazır bulundu.
Erdoğan, ''Bu dönem özellikle iktidarımızın barış, sevgi, dayanışma, kardeşlik içinde, Türkiye'nin gelişmesine bir sıçramayla devam etme süreci olacaktır'' dedi.
Erdoğan, İstanbul İl Seçim Kurulu'nda milletvekili mazbatasını aldıktan sonra yaptığı konuşmada, 22 Temmuz seçimlerinin tüm Türk demokratik yaşamı, ülke ve millet için hayırlı olmasını temenni ettiğini söyledi.
Özellikle seçimlerin herhangi bir olumsuz vakaya zemin hazırlamadan bitmiş olmasının ayrı bir mutlulukları olduğunu belirten Erdoğan, Hakkari'de bir itiraz sebebiyle bugün öne çekilmesi düşünülen kesin açıklamanın yarına kaldığını ifade etti. Erdoğan, kesin açıklamanın yarın yapılmasının ardından Salı günü yemin merasimi olacağını ve yeni döneme yeni parlamentoyla gireceklerini söyledi.
Erdoğan, ''Bu dönem, özellikle iktidarımızın barış, sevgi, dayanışma, kardeşlik içinde Türkiye'nin gelişmesine bir sıçramayla devam etme süreci olacaktır'' diye konuştu.
Konuşmasında bütün liderlere çağrısını tekrarladığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti: ''Kapıları lütfen kapatmayalım diyorum. Seçimin hemen ardından Parlamento içinde grubu olan siyasi partilerin liderlerini dolaşacağım, ziyaret edeceğim ve kendileriyle ülkemizin durumunu, geleceğini konuşacağım. Türkiye'nin gündeminde olan acil konuları, cumhurbaşkanlığı seçimi gibi, bunları da kendileriyle müzakere etme fırsatını bulacağım ve aynı şeyi tabii diğer liderlerden de doğrusu bekliyorum. Çünkü artık bir ak sayfa açalım diyorum. Ülkemiz için de bu hayırlı olsun diyorum.''
Başbakan Erdoğan, konuşmasına başlamadan önce bir gazetecinin ''gelecek seçimlerde tekrar İstanbul'dan aday olup olmayacağına'' ilişkin sorusuna, ''Geleceği değil de anı konuşalım öncelikle. Kim öle, kim kala'' yanıtını verdi.
Başbakan Erdoğan, açıklamasının ardından basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı. Erdoğan İl Seçim Kurulu'ndan ayrılışı sırasında da sokakta toplanan ve kendisine sevgi gösterisinde bulunan vatandaşların yanına giderek onlara karanfil verdi.
Başbakan Erdoğan, ''Cumhurbaşkanlığına aday olmadığını'' belirterek, ''Sayın Gül'ün iradesine saygım var' dedim. Bu iradeyi görmek istiyorum. Çünkü bir mağduriyet söz konusu'' dedi. Erdoğan, İstanbul İl Seçim Kurulunda milletvekili mazbatasını aldıktan sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Erdoğan, bir gazetecinin, ''CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek'in 'Abdullah Gül'ün adaylığını kabul etmeyecekleri' şeklindeki açıklamasını nasıl değerlendirdiği'' yönündeki sorusu üzerine, şunları söyledi: ''Gerek şahsım, gerek Abdullah Bey, Sayın Özyürek'in yaptığı açıklamaya benzer bir açıklama yapmadık. Ben hep şunu söyledim; 'Sayın Gül'ün iradesine saygım var' dedim. Bu iradeyi görmek istiyorum, çünkü bir mağduriyet söz konusu. Ve meydanların dili ortadadır. Demokrasi bir çoğunluk rejimidir, ,Katılımcı bir rejimdir. Medya mensupları, 'uzlaşma konusunda ne düşünüyorsunuz' dediğinde, biz uzlaşmaya her zaman açığızdır. Ama uzlaşma hiçbir zaman azınlığın çoğunluğa tahakkümü değildir. Bunu da söylüyoruz.
Millet size ne kadar yetki verirse o kadar konuşursunuz, o kadar temsil gücünüz var demektir. Burada da hak ölçüsü içerisinde, Parlamento içerisinde Anayasa'ya ve nitelikleri uygun olan kimse burada aday olabilir. Bunun adaylığına karşı çıkamazsınız. Desteklersiniz ya da desteklemezsiniz, o ayrı mesele. Ama millet size 'Parlamento'ya girin orada çalışın' diye görev veriyor. Bir doktorun görevi hasta tedavi etmek, öğretmenin görevi öğrenci yetiştirmektir.
Parlamenterin görevi Parlamento'da yasa çıkarmaktır. Bunlardan siz çekilirseniz, bu, Parlamento'yu tıkamaktır. Onun için biz diyoruz ki gerekirse buyurun referanduma gidelim, bu işleri millet çözsün ve ülkenin önünü tıkamayalım. Bu demokraside iyi sınav, başarılı sınav değil. Onun için negatif kampanyalar halkımızdan gerekli cevabı almıştır. Daha şimdiden kapılar kapanırsa yanlış olur. 'Gelmeyeceğiz' olmaz. Ben Genel Başkanınız'la konuşup onu arıyorum. 'Parlamento oluşur olmaz sizi ziyaret edeceğim, konuşacağım' diyorum. Genel Başkanları 'memnun olurum' diyor. Arkasından sayın Mustafa Özyürek bu açıklamayı yapıyor. Anlamak mümkün değil, hoş değil...''
''ADAY DEĞİLİM''
Başbakan Erdoğan, ''Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda bir kriz çıkacak mı?'' sorusuna da ''Ben kriz olmasını düşünmüyorum, düşünmek istemiyorum, ülkem için doğru bulmuyorum'' cevabını verdi.
Bir gazetecinin ''Meclis'teki siyasi partilerle görüşmelerinizde elinizde cumhurbaşkanı adayı olarak bir kişi mi olacak, bir liste mi olacak?'' şeklindeki sorusu üzerine Erdoğan, ''Bunları görüşmelerde belirleyeceğiz'' dedi. Erdoğan, ''Sizin cumhurbaşkanlığı adaylığınız söz konusu mu?'' sorusuna, ''Ben aday değilim'' yanıtı verdi.
''Kapılar kapatılmasın'' dediğini hatırlatan bir gazetecinin ''Sayın Bahçeli siz aradıktan sonra sizi aradı mı?'' sorusu üzerine de Başbakan Erdoğan, ''Hayır, şu anda dönmedi'' dedi.
Erdoğan, ''Mustafa Özyürek yaptığı açıklamada 'MHP ile AK Parti arasında, bir uzlaşma durumunda destek olunacağı konusunda bir istihbarat aldığını' söyledi. Böyle bir durum var mı?'' şeklindeki soruya ''Benim öyle bir istihbaratım yok'' karşılığını verdi.
''KÜRT SORUNUNUN'' SİYASALLAŞMASI
Başbakan Erdoğan, MHP milletvekilleri ile DTP'nin desteklediği bağımsız milletvekillerinden oluşan bir tablonun söz konusu olduğu Meclis'e ''Kürt sorununun'' geleceğini ifade eden bir gazetecinin, bu durumu nasıl değerlendirdiği sorusu üzerine şunları söyledi: ''Bir defa Kürt sorununu siyasallaştırdığınız zaman beni onun karşısında bulursunuz. Ama Kürt kökenli vatandaşlarımın ülkedeki ekonomik, sosyal, siyasi ve kültürel konulardaki sorununu konuşursanız, AK Parti'nin içinde de mevcutlardan çok daha fazla Kürt orijinli milletvekili arkadaşlarım var. Ama onlar bu işi hiçbir zaman siyasallaştırmadılar. Böyle bir sorunları yok. Bunu birbirinden ayırmamız lazım ve bir Parlamento'nun içindeki süreci, bölücü terör örgütünü 'arka bahçem' diye görmek veya bölücü terör örgütüne destek veren hangi anlayış, zihniyet olursa olsun biz onlarla bir ve beraber olamayız. İsterlerse Parlamento'nun içinde olsun, bunu çok açık ve net söylüyorum. Ve parlamento içindeki bütün gruplarla bizler olumlu diyaloglar içinde olmaya mecburuz. Bunu istiyoruz.''
''DTP Genel Başkanı beni arayıp tebrik etti. Ben de kendilerini arayıp tebrik ettim'' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: ''Önümüzdeki süreç parlamentoda şartları daha farklı kılabilir. CHP'nin içinden ayrılacak DSP'li milletvekilleri olabilir. Onlarla da oturup görüşeceğiz. Ben, 'dereyi görmeden paçaları sıvamayalım' diyorum. Ama biz yine de dereye girecekmiş gibi hazırlıkları yapıyoruz.''Başbakan Erdoğan, soruların ardından İl Seçim Kurulu'ndan ayrıldı.
(AA)
Yayın tarihi: 25 Temmuz 2007, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/07/25//haber,27909E0A5BC04D7785034DFE5E56D417.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.