250 km hızla en yavaş Formula 1 pilotu oldum

İstanbul'da Formula 1 heyecanına sayılı günler kaldı. Bu yıl 3'üncüsü yapılacak İstanbul Grand Prix'si yine heyecanlı anlara sahne olacak. Formula 1'in ünlü pilotları saatte 375 kilometre hıza ulaşan araçlarıyla birincilik kürsüsüne çıkabilmek için ter dökecekler. Geçen hafta Formula 1 heyecanını Fransa'nın Marsilya kentinde yaşama şansım oldu. Ancak, bu seferki farklıydı. Daha önceki Grand Prix yarışlarında olduğu gibi tribünde oturup yarışanları izlemedim. Formula 1 direksiyonuna geçip, bu heyecanı en üst seviyede pistte yaşadım. Marsilya'da Bernie Ecclostone'un sahip olduğu ve birçok F1 takımının antrenman yaptığı Paul Ricard pistinde bir günlüğüne Formula 1 pilotu oldum. Sabah erken saatlerde başlayan teorik eğitim sonrasında önce Renault Formula araçlarını en sonunda ise Formula 1 aracını kullandım. Renault takımına birincilik kazandıran Fernando Alonso'nun, şimdi ki Renault pilotu Heikki Kovalainen'in geçtiği tüm eğitimlerden ben de başarıyla geçtim. Formula 1 pilotları yarışlara nasıl hazırlanıyorlarsa, yani yarış öncesinde ne yapıyorlarsa ben de yaptım. Pratik eğitim sonrasında Renault takımının 2004 yılında yarıştığı 500 kilogram ağırlığındaki 700 beygir gücündeki F1 aracının direksiyonunda turu kazasız belasız tamamladım. Yılda milyonlarca dolar kazanan pilotlar dünyasına adım attım. Her ne kadar, 250 kilometre hızla Formula 1 Grand Prix'lerinin en yavaş pilotu olsam da, gelecek tekliflere açığım.