Buradaki insanların mücadelesini seviyorum
Marie-Paule Çakmak, Türkiye karşıtı 'Midnight Express' filmi dünyayı çalkalarken; bir Türk'e gönlünü kaptırmış! Belçikalı gelinimiz, Bodrum'da açtığı kreşte çocuklara kuşlarla, böceklerle alternatif bir eğitim veriyor..
İLİŞKİLİ HABERLER
Buradaki insanların mücadelesini seviyorum
* Eşim Kenan'la Belçika'da NATO üssünde askerlik görevini yaparken tanıştık. Askerlik hizmeti bittikten sonra o Türkiye'ye döndü. Beni Türkiye'ye davet etti. Meraktan "Gideyim, göreyim" dedim. Tam 'Midnight Express'in gösterildiği yıl! Sokaktaki adamın gözünde Türkiye korkunç bir ülkeydi.
* Ailem "Ne yapıyorsun? Aklını başına al, sakın gitme" dedi. Ama gönül ferman dinlemiyor. Kimseyi dinlemedim, topladım bavulumu ve 1978 yılında ilk kez İstanbul'a geldim. Bana anlatılan Türkiye ile gerçek Türkiye arasında dağlar kadar fark vardı.
* İnsanlar hiç de filmde gösterildiği gibi değildi. Müstakbel eşim de bana güzel yerleri gezdirdi. O tarihlerde doğa bozulmamıştı. Türkiye bana cennet gibi geldi ve Türkiye'de yaşayabileceğimi düşündüm.
KIRMIZI IŞIKTA DURAMIYORDUM
* Doğa ne kadar cennet ise trafik o kadar cehennem gibiydi. O zamanlarda kimse trafik kurallarına uymuyordu. Kendi güvenliğim için kırmızı ışıkta durmamayı öğrendim. Çünkü arkadaki araba korna çalıyor, şoför çıkışıyordu! Yine de bunlar bana çok egzotik geliyordu. Sanki bir film setinde yaşıyordum.
* Belçika'ya döndükten sonra içimde dayanılmaz bir istek beni tekrar Türkiye'ye çağırıyordu. Altı ay sonra Türkiye'ye geri döndüm. Hemen Kenan ile evlendik. Eşimin ailesi ilk başlarda beni istemedi, soğuk davrandılar. Çünkü ağabeyi de bir Danimarkalı ile evliydi.
* Ailelerimizin desteğiyle yaşıyorduk. 1979 kışı Türkiye ve bizim için zorlu geçti. Paris Caddesi'nde oturuyorduk. Bir yandan her gece gök gürültüsü gibi bombalar patlıyor diğer yandan soğuk bir kış geçiyordu.
YAĞ İÇİN BİLE KUYRUĞA GİRDİK
* Bütün bu zorluklar, yokluklar, hatta artan terör olayları o zamanlar bana romantik bir macera gibi geliyordu. Annem babam ise benim için çok üzülüyordu. Bir an önce eşimle Belçika'ya dönmemi istediler. Artık yağ için bile kuyruğa girilen dönemdi!
* Belçika'da beş yıl yaşadık. 1983'te kızım Maya doğdu. Tam 'düzenli bir hayat kurduk' diyordum ki; eşimin bunaldığının farkına vardım. Vatanına geri dönmek istiyordu. Aşıktım, yapacak bir şey yoktu ve Türkiye'ye döndük. Huzurlu bir hayat arıyorduk, Bodrum'a yerleştik.
* Eşim burada kendi kendine marangozluğu öğrendi. Çok yeteneklidir. Kısa sürede ünlülerin marangozu oldu. Türkiye'ye o kadar çok alıştım ki artık bu saatten sonra gidip Belçika'da yaşamak istemem. Orada her şey hazır. Türkiye'de insanlar var olabilmek için çalışıyor, çabalıyor. Ben bu mücadeleyi seviyorum.
İLİŞKİLİ HABERLER
Buradaki insanların mücadelesini seviyorum
Yayın tarihi: 16 Temmuz 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/07/16/gny/haber,443349E40D3946699BE36600BD530808.html
Tüm hakları saklıdır.