Türkiye'nin AB sürecini frenlediği için Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'ye öfkeliyiz ama Allah'ı var halka söz verdiği programını kararlılıkla ve hızla uyguluyor. Son girişimi, Fransa'daki sistemi yeniden yapılandırmak için kolları sıvaması oldu. Bu amaçla Fransız medyasının "6'ncı Cumhuriyet'e geçiyoruz" diye yorumladığı cesur bir paketi tartışmaya açtı.
Paketin bir bölümü cumhurbaşkanlığını, bir bölümü de parlamentoyu güçlendirmeyi öngörüyor. Bakın parlamento için neler öneriyor:
-
Siyasal çeşitliliğin parlamentoya yansıması, yani siyasal yelpazenin ve kamuoyunun mümkün olduğunca geniş bir bölümünün temsilinin sağlanması. Sarkozy bu amaçla seçim sisteminde küçük partilerin lehine değişiklik istiyor.
-
Önemli tasarılar için yasalaşma sürecinden önce halkın görüşüne başvurulması: Sarkozy "Halk hareketi"nin (birkaç yüz bin imza toplanması gibi) bunun aracı olabileceğini, böyle bir girişimle başlatılacak tartışma ortamında söz konusu tasarının daha iyi anlatılabileceğini düşünüyor. Bu mekanizmanın yürütmenin zorunlu gördüğü ancak halkın karşı çıktığı reformlar (örneğin sosyal güvenlik) için uzlaşmaya dayalı çözümler üretilmesini sağlayabileceğini savunuyor. Bir başka deyişle, katılımcı demokrasiye geçmeyi hedefliyor.
-
Parlamentonun yetkilerinin artırılması: Yasama organına örneğin kamu harcamalarında daha çok söz sahibi yapılması, gerekirse bağımsız denetim kurumlarından destek alarak harcamaları ve bütçeleri soruşturması yetkisi tanınacak. Ayrıca tıpkı ABD Kongresi'nde olduğu gibi, üst düzey görevlere yapılacak atamalarda parlamentonun özel komisyonu da söz sahibi olacak.
-
İkinci derecede önemli tasarıların genel kurula getirilmeden ilgili komisyonda yasalaşmasına imkan verilmesi. Bununla da hem zamandan tasarruf etmek, hem de genel kurulun enerjisini boşa harcamasını önlemek amaçlanıyor.
Önce yeni ve sivil bir Anayasa Sarkozy'nin paketini uzun uzun anlatmamızın nedeni şu: Kaçınılmaz olarak Türkiye de de seçimden sonra sistemi yeniden yapılandırma tartışmaları, daha doğrusu arayışları başlayacak.
AK Parti'nin başkanlık sistemi talebinden vazgeçmesi ve seçim bildirgesinde "Parlamenter sistem esas alınarak" yeni bir Anayasa önermesinin uzlaşmayı kolaylaştıracağını düşünüyoruz. Çünkü CHP en azından 2002'den beri yeni ve sivil bir anayasa öneriyor, MHP de dün aynı görüşte olduğunu açıkladı.
Elbette Fransa ve Türkiye'deki sistemler arasında fark var ama Sarkozy'nin önerilerini dayandırdığı gerekçelerin pek çoğu bizim için de geçerli.
-
Türkiye de TBMM'nin meşruiyet gücünü artırmak için yönetimde istikrarı bozmadan temsilde adaleti sağlayacak bir formül geliştirmek zorunda. Son dönemde parlamento dışı müdahalelere tepkilerin yetersizliğinin ardında biraz da halkın yüzde 40'ının Meclis'te temsil edilmemesi bulunmuyor mu?
- Türkiye'nin de milletvekillerini parmak kaldırıpindiren robotlar olmaktan çıkarmak için
yasama ile yürütme arasındaki ilişkileri dengeleyecek, yasama organını yürütmenin aracı olmaktan çıkaracak, daha önemlisi yürütme üstündeki denetimini güçlendirecek düzenlemeler yapması gerekiyor.
- Türkiye'de de
parlamenter demokrasiden katılımcı demokrasiye geçmek, halkın ülke yönetiminde daha fazla söz sahibi olmasını sağlamak için bir yol açılması şart, hatta kaçınılmaz. Çünkü parlamentoya dışardan müdahalelere son vermenin biricik çözüm bu.
Kimilerinin "Rejim krizi" dediği siyasal tıkanmayı ancak böyle aşabiliriz.
Yayın tarihi: 6 Temmuz 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/07/06//haber,AE3277BD45AE47BB8020A2B9F38EEC2E.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.