27 yıl önceki heyecanımı, coşkumu, keyfimi, gururumu aynen yaşadım, Açık Hava'da.. Hisseli Harikalar Kumpanyası'nı gene ellerim şişene kadar alkışladım.. Şarkılarını gene oyuncularla birlikte söyledim..
Haldun Dormen gene başardı.. Modern Türk Müzikallerinin ilkini, en güzelini,
400 geceden fazla kapalı gişe oynayan Hisseli Harikalar Kumpanyası'nı tozlu raflardan indirip, sahne ışıklarına çıkardı tekrar ve seyirciyi gene büyüledi, coşturdu.. Egemen Bostancı'ya, Melih Kibar'a, Çiğdem Talu'ya, Esin Engin'e, Adile Naşit, Turgut Boralı, Yüksel Gözen, Asuman Arsan, Belkıs Dilligil'e selam ve saygı böyle gösterilir, bu unutulmaz isimler böyle anılırdı işte..
Egemen, bugün leş bir yangın yeri gibi duran (Bence Mustafa Sarıgül'ün Şişli'deki tek ayıbıdır) Şan sinemasını bir tiyatro alanına döndürmüş ve büyük bir cesaretle "Müzikaller" dönemini başlatmıştı. En ön sıraların adı "Altın Koltuklar"dı. Sponsor olanlara ayrılmıştı.. Bunlardan birini bana göstermişti Egemen ve "Bu senin. Ne zaman istersen gel" demişti. Ben de boş olduğum her gece gitmiştim.. Öyle sevmiştim, Hisseli Harikalar'ı.. Hemen bütün rolleri ezberlemiştim, gide gele.. Haldun'a "Oyunculardan biri hastalanırsa bana haber ver, çıkar oynarım" şakasını yapacak kadar.. İtiraf da ederim, sadece oyun değil, o zaman dillere destan dansçılar da çekerdi beni, Şan'a.. Çiğdem Tunç, Yaprak Özdemiroğlu, Serap Aksoy, Nil.. Bambi Burçin..
Kuliste herkes ayni soruyu sordu bana..
"Hangisi.."
Böyle bir soru yok.. O başkaydı, bu başka.. Biri ötekinin yerine konmaz ve mukayese edilmez..
Erol'un gırtlağına sarılmak istedim.. Yahu insan 27 yılda hiç mi yaşlanmaz.. O, ayni jön rolünü 27 yıl önce oynarken, şimdi yanımda oturan, Erol hayranı, her Erol etkinliğinde beni arayıp "Ne olur gidelim" diyen genç kız kundaktaydı düşünebiliyor musunuz..
"Erkekler yaşlanmıyor" dedi, sonunda..
Öyle mi gerçekten?..
Erol harikaydı gene.. Şarkıları ile bitirdi milleti.. Çığırtkanı oynayan Kartal Kaan da öyle.. Seyirciyi hop oturtup hop kaldırdı. Meşhur şarkıyı binlerce kişilik koroya söyletti.
Eskilerden kalan biri de Ayşen Gruda'ydı. O zaman Domates Güzeli diye anılırdı ve Adile Naşit'in kızı rolündeydi, bu defa anayı oynadı..
Nevra'nın (Serezli) rolünde bu defa Ayça Varlıer vardı. Harika bir müzikal oyuncusu keşfetmiş Haldun.. Fizik.. Ses.. Dans.. Oyunculuk.. Süper.. Mülkiye'de kantinden arkadaşım Oktay'ın kızı çıkmaz mı sonunda.. Kuliste kutlarken öğrendim. Gene kuliste kutlarken, o dünya şirini, o sahneye hem de nasıl yakışan Tonton Şebnem rolündeki Pelin'in de Rasim Öztekin'in kızı olduğunu öğrenmem mi?.
Rum şarkıcı Niça'da harika bir Ruhsar Öcal vardı. Doyamadık..
Benim en merak ettiğim, korktuğum Umut Kurt'tu.. Bir efsanenin, M. Ali Erbil'in yerine oynamak kolay mı?.. Müthiş oynadı Umut, Cafer'i.. Abartmadan.. Yerli yerinde..
Doğulu Ağa ve uşağında Selahattin Taşdöğen ve Metin Keçeci mükemmeldiler. Çadırın patronunda Nuri Gökaşan ve kızında Nazlı Tosunoğlu da.. Nikâh memurunda Barış Berker "Geliyorum" dedi.. Erol'u duble ederse şaşmam. O kadar iyi..
Dekoru 27 yıl önceki gibi Osman Şengezer yapmış.. Alkış.. Güler Yiğit'in kostümleri ödüllük... Müzikleri düzenleyen ve yöneten Firuz İsmailov mükemmel.. Nur Sonbahar'ın kalabalık dansları çok hoş.
Yapımı BKM adına yönetenler, Nurcan Karaca ve Necati Akpınar'a teşekkürler.. Sponsor Garanti Bonus'a minnet ve şükran.. Destekleri olmasa, bu gece olmazdı.
Ve oyunu, güncelleştiren, esprileri yeniden yazan, seyircinin ilgisini 3 saate yakın sahnede tutan bir ritm ve tempo ile yöneten Haldun Dormen'e şapka..
"Eline, beynine, yüreğine sağlık.. Türk Tiyatrosu sana çok şey borçlu Haldun!.."
Yayın tarihi: 3 Temmuz 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/07/03//uluc.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.