Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Doç.Dr. Abdüllatif Şener bir süre önce dalgalı kur sisteminin ve ekonomik yansımalarının tartışılması gerektiğini söyledi. Bekledim kimseden ses çıkmadı. Geçen hafta yapılan bir toplantıda basına dağıtılan konuşma metninde,
Sayın Bakan dünya ekonomisindeki gelişmelere de değinerek, yaşanmakta olan sürecin risklerini vurgulamaya çalıştı.
'Oyun' olarak nitelendirdiği mevcut durumun tersine dönmesi halinde kimsenin ne yapacağını bilmediğini açıklıkla söyledi. Resmi ağızlardan henüz yorum yok. Gündeme getirilen her iki konu da son derece önemli. Kamuoyunda her yönüyle tartışılmalıdır. Sayın
Şener'in açıklamalarından ben ne anladığımı ve sonuçlarını değerlendirmeye çalışayım.
1. YTL değer kaybeder; Dünya ekonomisinde sürdürülebilir olmayan bir denge vardır. Dünya ekonomisinde likidite yüksektir, enflasyon ve faiz oranları düşük düzeydedir. Ülkeler arasında dolaşan sermaye yüksek getiri aramaktadır. Türkiye yüksek getiri sunan, kaynak ihtiyacı içinde olan bir ülkedir. Yıllık kaynak ihtiyacı 30 milyar dolar dolayındadır. Eğer dış dünyada işler bozulur, gelişmekte olan ülkelere giden sermaye azalır, hatta tersine dönerse Türkiye'den de sermaye çıkışı kaçınılmazdır. Döviz talebini kısa sürede aşağı çekmenin zorlukları veri iken döviz talebindeki artış nedeniyle YTL üzerindeki baskı artar ve YTL değer kaybeder.
2. Büyüme yavaşlar cari açığın finansmanında güçlükler yaşanır, iç talep ve büyüme yavaşlar.
3. Enflasyon üzerindeki baskı artar ; Sermaye hareketleri 2006 yılının ilk yarısında olduğu gibi aniden yön değiştirirse döviz talebinin artmasıyla beraber YTL üzerindeki baskı artar. YTL değer kaybeder. Kurlar ile enflasyon arasındaki yüksek geçişgenlik nedeniyle fiyatlar artar. Özellikle yurtdışından ithal edilen mal ve hizmet fiyatları yükselir.
4. Borçlanma maliyeti artar; Son dönemde yabancı yatırımcıların devlet iç borçlanma senetlerine olan ilgisi ve yatırımları yüksektir. Mayıs 2007 verilerine göre yabancıların elindeki iç borçlanma senetleri 40 milyar YTL'yi aşmıştır. Yabancı yatırımcıların portföy tercihlerinde bir değişme olursa devlet iç borçlanma senetlerinin fiyatı düşer, başka bir deyişle faiz oranları yükselir.
5. Kısa vadeli faiz oranları yükselir; Her ne kadar dalgalı kur sistemi uygulanıyor, döviz arz ve talebi piyasada belirleniyor, Merkez Bankası piyasalara müdahale etmez dense de, YTL'nin değer kaybının hızlanması durumunda, bunun enflasyon beklentileri üzerindeki olumsuz etkisini yumuşatmak için Merkez Bankası reaksiyon göstermek durumunda kalabilir. Hızlı çıkışların bekleyişler ve piyasa üzerindeki etkisini sınırlandırmak üzere Merkez Bankası, hükümetlerin alacağı önlemlere ve sermaye hareketinin şiddetine bağlı olarak, döviz satabilir, kısa vadeli faiz oranlarını yukarıya çekebilir.
Sermaye hareketlerinin, kurlar, faiz oranları, enflasyon ve büyüme üzerine etkisi, hareketin ne zaman olacağına, şiddetine ve ne kadar sürede gerçekleşeceğine bağlı olduğu kadar, piyasaları vereceği tepkilere de bağlıdır. Diğer önemli faktör ise, hükümetin ve ilgili kurumlarına muhtemel gelişme senaryoları için yaptığı hazırlıklar ve alacağı önlemlerdir. Sayın Şener'in açıkça söylediğinden anladığımız en önemli bilgi, şu anda hükümetin bir hazırlığının olmadığıdır.
"Çocuk hele doğsun, donunu nasıl olsa biçeriz" misali.
Yayın tarihi: 3 Temmuz 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/07/03//haber,AE43396B863E49128F08871B9B226A40.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.