Alem buysa; kraliçe Gülse!

Amerikalılar nasıl yıllar boyu 'Friends' dizisi ile yatıp kalktıysa; bizim de 'Avrupa Yakası' dizimiz var. Gülse Birsel, hayatının yansımalarından bir dizi yaratıp, onu bir televizyon ikonu haline getirmeyi başardı. Ata Demirer'li ilk ekibin büyük başarısı sonrası kopmalardan sonra, "Artık bu diziden bi cacık olmaz" dedik ama Gülse içli köfte yaptı! Tabii Sinan Çetin'in de çabalarını gözardı etmemek gerek. Çünkü Gülse'ye hep inandı. Ama Gülse'nin işi çok zor. Çünkü ülkemizdeki televizyonculuk anlayışı; sevdiğimiz dizilerin her bir bölümünün uzun metrajlı bir film gibi olmasını gerektiriyor. Bazı bölümler 90 dakikayı buluyor. Bu durumda da 25-30 dakika sürse; her saniyesine öldüren bir espri düşecek olan dizilerde metrekareye düşen espri sayısı azalıyor; tempo düşüyor... Ancak son birkaç haftadır Gülse yine coştu. 'Avrupa Yakası'nı yazmaktan helak olan, şu hayattan bir tat alamayan Birsel, sektörün en başarılı komedi yazarı bence. Hem de farkında iseniz önüne 'kadın' eklemesi yapmadan...