Milletvekili aday listeleri kesinleşti. Bazıları gazeteci kökenli, bazıları faal gazeteci, köşe yazarı. Adaylar meslekten çekilmeli mi? Yanıt belli. Ama nüanslar da var .
"Keşke hiçbir gazeteci siyasetçi olmasa"
Boston'da düzenlenen
Dünya Ombudsmanlar Örgütü (ONO) konferansında, Amerika'nın en saygın -ve şu sıralar ekonomik darboğazdan geçmekte olan -gazetelerinden
Boston Globe'dan bir editörün tepkisi böyleydi.
Çünkü gazetede uzun yıllar çalışmış bir başka gazeteci, bu kez Massachusetts eyalet valisi basın müşaviri sıfatıyla bir oturuma katılmıştı.
Türkiye'ye de birkaç kez savunma ve
NATO konularında haber yapmak için gelen, eskiden beri tanıdığım bu gazeteciyle ilgili noktayı koyuverdi sonra o yaşlı editör:
"Bundan sonra basına dönemez artık. Parlak basın kariyeri söndü gitti."
"Hiç mi dönemez?"
"Burada böyledir. Siyasete girenler yazılı basına çok zor geri kabul edilirler."
ABD'de kural böyle.
Siyasi hayat, gazetecinin mesleki itibarını sarsıyor, "taraflara eşit mesafe"sine gölge düşürüyor.
O nedenle, en fazla kenarda köşede bir yerel gazetede veya siyasi hareketlerin organı olan yayınlarda "belki" iş bulabiliyor gazeteciler.
(Tabii, görsel medyada, TV'lerde durum farklı).
Yaklaşan seçimler bizde de bu konuyu yeniden gündeme yanaştırdı.
Çünkü, partilerin adayları arasında gazeteciler, köşe yazarları, yayıncılar var.
Basının içinde değişik görevlerde çalışanlar var.
Adaylık süreci başladığında, acaba bu kişiler gazetecilik -editörlük yapmaya, köşe yazısı yazmaya devam etmeli mi?
Basınımızda ilke ihlali çok, ama ben yine de net yanıtla hatırlatayım:
Hayır.
Son yıllarda bu konuda artan bir hassasiyet var. Bunun uygulamaya da yansıyor olması mutluluk verici. Çoğu gazete milletvekili adaylığını kabul eden mensubunu faal gazetecilik alanı dışına çıkartıyor.
Seçilemeyen gazeteciler daha sonra asli mesleklerine geri dönebiliyorlar.
Dönmeliler mi? Türkiye'de bu sektörde insan kaynağı açısından bakıldığında bu soruya ihtiyatlı bir "
evet " demek lazım.
Muhabir ve editörlük yapanlar için sorunları unutmamak gerek. Siyasi kimliğini kamuya açıklamış olan bir editör, aynı işe devam ederse okurları açısından ters algılamalara maruz kalabilir. Tabii, çalıştığı gazetenin "tarafsızlık" gibi bir ilkeye saygısı varsa.
Köşe yazarlarının geriye dönmesinde bence bir sakınca yok. Çünkü onlar kendi görüşlerini dile getiriyorlar.
Peki, milletvekili seçilen bir köşe yazarı, yazmaya devam etmeli mi?
Etmese iyi olur. Ediyorlarsa da dünyanın sonu değil.
Bizde biliyorsunuz, milletvekili olduğu halde düzenli yazı yazanlar var. Adeta bir gelenektir bu. Sorgulanmaz.
Oysa şu uygulama şarttır:
O milletvekilinin köşesinin bir yerinde hangi partinin hangi ilden milletvekili olduğu düzenli olarak belirtilmelidir.
Okur, köşeyi okurken bunu bilmek, bilerek değerlendirmek zorundadır.
Gelişmiş demokrasilerin basınında gördüğümüz bu uygulama okura saygının ve "tam açıklık" ilkesinin gereğidir.
Yayın tarihi: 11 Haziran 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/06/11//baydar.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.