kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 4 Haziran 2007, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

9 yıldır nadastaydım Türkiye'yi takip ettim

SONAT BAHAR HABER MERKEZİ
CHP'ye katılışıyla dikkatleri üzerine çeken İlhan Kesici, bu kararının perde arkasını ve merak edilenleri SABAH'a anlattı: Bu karar normal şartlarda alınmış bir karar değildir. Türkiye 1920'lerin şartlarına geri dönmüştür. Mevcut durum hakkında tüm liderler arasında fikirlerimin en uyuştuğu isim Baykal'dır..
Gömlek, kıravat, ceket mi giysem yoksa daha spor mu giyinsem? Sen lacivert giyinmişsin ona uygun bir renk mi bulsam? İlhan Kesici'nin Çamlıca'daki boydan boya kitapla dolu çalışma odasında tanışma muhabbetimiz Kesici'nin bu sorularına yanıt aramakla başladı. Önce bunu İlhan Bey'in disiplinli yaklaşımına bağladım ama önünde röportaj için hazırlanmış sekiz sayfalık metni görünce bunun 'kontrolü elinde hissetmek'le ilgisi olduğu sonucuna vardım. Bana göre Kesici CHP'ye geçtiği için kendi içinde bile huzursuzluk yaşıyor ve bu nedenle verdiği röportajın tamamen kontrolünde gelişmesini istiyor. Kesici bazen sinirlenerek de olsa sorularımıza cevap verdi...

* 17 yıllık siyasi hayatınız boyunca kendinizi merkez sağda siyaset yapan bir adam olarak tanımladıktan sonra CHP gömleğini nasıl giydiniz?
Öncelikle bana ılımlı merkez sağ, CHP'ye de ılımlı merkez sol diyelim. Bu karar, 22 Mayıs 2007 tarihi itibariyle Türkiye'nin ve dünyanın Türkiye ile olan ilgisinin içinde bulunduğu hale göre verilmiş bir karardır. Normal zamanların, politik hayatın bir kararı değildir. Bir siyasi partiye geçme kararından ziyade önümüzdeki beş yıllık perspektifte benim stratejik siyasi bir pozisyon alma kararımdır. Deniz Baykal Bey'in yanında yer almayı icap ettiren, bu münasebetle de CHP'nin içinde olmayı icap ettiren bir stratejik pozisyondur.

SİYASETEN 20'LERE GERİ DÖNDÜK
* Nasıl bir anormal durum ılımlı sağ görüşlü birinin CHP içinde yer almasını gerektirir anlayamadım...
8 Mart 1998'de ANAP kapalı grup toplantısında dedim ki; "Türkiye'yi yönetenler akıllarını başlarına almazsa bu gidişat Türkiye'yi siyaseten 1920 şartlarına götürür. İktisadi olarak da post modern bir düyun-u umumiye'ye götürür. Düyun-u umumiye Osmanlı İmparatorluğu'nu batıran ekonomik haldir." Şimdi de bunun post modern hali Türkiye Cumhuriyeti'nin önündedir. Bunun benzerini Genelkurmay Başkanı 12 Nisan 2007'de söyledi. Türkiye gittikçe siyasi bakımdan milli mücadele yıllarına gitmektedir, bu çok sert bir hüküm olabilir ama bir yığın göstergesi vardır.

* Peki bu endişenizin CHP'ye geçişinizle ne ilgisi var?
Bu konuşmadan itibaren Sayın Baykal ile Türkiye'nin ahvalini iki farklı partiden insan olarak çok teferruatlı değerlendirdik. Dokuz senedir nadastaydım, aktif siyasetin dışındaydım ama ben kendimi bir gölge kabine mensubu gibi hissedip, Türkiye'yi ve dünyayı takip ettim. Türkiye'deki tüm siyasi parti genel başkanları içinde bu konularda en çok Deniz Baykal Bey'le uyum içinde olduğumuzu biliyorum.

BAKIŞ AÇIMA EN UYGUNU BAYKAL
* Yani CHP'den ziyade Deniz Baykal'ın yanında yer alıyorsunuz...
Bu yüksek politik müktesebatı parti başkanları içinde kendi yaklaşımıma da en uygun tarzda Deniz Baykal Bey'de görüyorum. Deniz Baykal Bey'in katkısıyla bir anayasa değişikliği yapılmasa Erdoğan milletvekili bile değildi. Deniz Baykal cumhurbaşkanlığı sürecine girilirken Tayyip Erdoğan'a, "Cumhurbaşkanı için AKP'den seçilirse iyi olur, eşinin başı açık kapalı meselesine girmek lüzumsuzdur, sadece gel uzlaşalım" dedi, buna da yanaşmadı. Türkiye'nin önünde büyük krizler var bu çok üstün bir kriz yönetim mahareti ister. O yüzden Deniz Bey'in yanında olmayı seçtim.

NEDEN DEMOKRAT PARTİ DEĞİL?
* Sizin görüşlerinize daha uygun olan, her ne kadar son bir iki gün içinde yara almış olsa da, Demokrat Parti'de yer almayı düşünmediniz mi?
Başında olmamakla birlikte biraz içerden biraz dışardan Demokrat Parti hadisesiyle ilgilendim, bu arkadaşlarımızın benim katkıma ihtiyaçları olmadığını hissettim. İkinci opsiyonum parlamento dışında kalmaktı. Üçüncü opsiyon da tam bu süreçte Deniz Baykal Bey'in çok ısrarlı, zarif, onore edici katkı talebi oldu.

* Bir katkıdan söz ediyorsak bunun için illa partiye girmek mi gerekir?
Bir fikri katkı talebini yerine getirmek bir insanlık görevidir, bu partiye girmeden de yapılabilir. Partiye girmek siyasi hayatımın en zor kararıdır. Kendi arkadaşlarımın bir bölümü bu siyasi bir intihardır dedi, hayırlı olsun diyenler de oldu. İlhan Kesici eğer Demokrat Parti'de, ılımlı sağda kalmış olsa idi veya hiçbir partiye girmemiş olsaydı siyasi geleceği daha iyi olurdu demek, benim için anlamsız bir laf.