Mumcu: Türkiye için büyük bir fırsat kaçtı
Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, Türkiye'nin önemli bir fırsatı kaçırdığını belirterek, ''Sayın Ağar ve Benim Türkiye'ye özür borcumuz var'' dedi.
Mumcu, partisinin ASKİ Spor Salonu'nda gerçekleştirilen 9. Olağan Büyük Kongresi'nde yaptığı teşekkür konuşmasında, yeniden genel başkanlığa seçilmesinden dolayı delegelere teşekkür etti.
Demokrat Parti ile bütünleşme sürecinin şu ana kadar gerçekleşememiş olmasından büyük üzüntü duyduğunu belirten Mumcu, Türkiye'nin önünde duran önemli bir fırsatın kaçırıldığını ifade etti.
''Sayın Ağar ve benim Türkiye'ye özür borcumuz vardır'' diyen Mumcu, şu saate kadar hiçbir ittifak görüşmesinde bulunmadıklarını bildirdi. Mumcu, ''ANAVATAN şu andan itibaren müstakil olarak kendisi için ihtimalleri yeniden değerlendirmekte özgürdür'' dedi.
Mumcu, dün eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz'ın kendisiyle ilgili açıklamalarına karşılık bir soru üzerine verdiği yanıta da değinerek, ''Başta hak sahibi olmak üzere bu beyanımdan incinen herkesten özür diliyorum'' dedi.
Mumcu, ''Ben kendi adıma iyi niyetim ve fedakarlığım yetmediği için, belki bundan da daha fazla şeyler varken bunu öngörememiş olduğum için, kendi sorumluluğumu kabul ederim ve ülkemden özür dilerim'' dedi.
Mumcu, partisinin ASKİ Spor Salonunda gerçekleştirilen 9. Olağan Büyük Kongresi'nde Merkez Karar ve Yönetim Kurulu ile Merkez Disiplin Kurulu üyelikleri için oy verme işleminin tamamlanmasının ardından salona girerek bir teşekkür konuşması yaptı.
Delegelere kendisini yeniden genel başkan seçtikleri için teşekkür eden Mumcu, Türkiye'nin kutuplaşma ve kamplaşmaya doğru sürüklendiğini savundu. Mumcu, ülkenin kamplaştığı ve gerçek bir alternatife muhtaç olduğu bir günde, kendilerinin Demokrat Parti ile bütünleşme sürecinde yaptıkları bütün fedakarlıkların arkasında bu nedenin yattığını kaydetti. ''Kamuoyunun süreci çok iyi anlamadığını gördüğünü'' ifade eden Mumcu, kimseyi suçlamak niyetinde olmadığını, süreç iyi yönetilmediyse ve bunda kendilerine düşen sorumluluk varsa bunu üstlenmeye hazır olduğunu söyledi.
Mumcu, ''Ama yazık olmaktadır. Türkiye'nin geleceğine yazık olmaktadır. Türkiye'nin ortada buluşması lazımdır. Uçlara savrulan bir ülkeyi orta buluşturacak bir cazibe merkezi yaratmaya mecburuz'' dedi.
''MIKNATISIN ÇEKİM GÜCÜ GÖVDESİ KADARDIR''
Ülkede, birbirinden farklı düşünse de insanların bir arada yaşamak istediğini belirten Mumcu, sözlerini şöyle sürdürdü: ''ANAVATAN buna adres olamaz mı? Tabii ki olabilir ama mıknatısın çekim gücü gövdesi kadardır. Öngörüsü ne kadar güçlü olursa olsun, tarihi nedenlerle gövdesi küçülmüş bir yapı ancak kendi gövdesi kadar cazibe duygusu yaratabilmektedir. Biz eksik yaptığımız için değil, millet en hassas yerlerinden, yani dinden, laiklikten, devletten, kökeninden, ırkından kaşındığı, tahrik edildiği için bizim vakur ve ağırbaşlı sesimiz duyulamaz hale gelmiştir. Ama bunun bizim için değil, ülkemiz için bir felaket olduğunu herkes görmelidir. Şu saate kadar bütünleşmenin gerçekleşmemiş olmasının türlü mazeretleri ileri sürülebilir ama bu süreci başlattığını ilan eden iki genel başkan, Sayın Ağar ve benim Türkiye'ye özür borcumuz vardır. Ben kendi adıma iyi niyetim ve fedakarlığım yetmediği için, belki bundan da daha fazla şeyler varken bunu öngörememiş olduğum için, kendi sorumluluğumu kabul ederim ve ülkemden özür dilerim. Bu saatten sonra geçmişin hesabını kurcalamak niyetinde değilim, hiç kimseyi suçlamak niyetinde değilim. 'Niye oldu, niye olmadı, kim sorumluydu' bunu ben söyleyecek değilim. Bunun kararını tarih verecektir, millet kendi vicdanını değerlendirecektir. Ama yazık olmuştur. Ama Türkiye için önümüzde duran büyük bir fırsat ne yazık ki kaçırılmıştır.''
''ÖFKEMDE HAKLIYDIM AMA SÖZLERİMDE HAKLI DEĞİLDİM''
Sözlerine, ''İnşallah başka fırsatları yaratmak bize nasip olur'' diyerek devam eden Mumcu, Anavatan Partisi'nin ''Önce vatan, sonra ANAVATAN'' diyen duruşunun, partililerin ''Vatan sana canım feda'' diyen duruşunun tarihe kaydedildiğine inandığını ifade etti. Konuşması delegeler tarafından sık sık alkışlarla kesilen Mumcu, konuşmasının sonunda kamuya açık olarak düzeltilmesi için kendi mesuliyetini yerine getiren birkaç cümle söyleyeceğini ifade etti. Mumcu, şunları kaydetti: ''Dün, günün koşullarının gerginliği içinde bir gazetecinin bana sorduğu, bana bir hayli provokatif gelen bir soruya bir cevap verdim. Yansıma biçimine baktığımda, öfke içinde söylediğim bu sözlerin, öfkem ne kadar haklı olsa da haklı olmadığımı bana göstermiştir. Öfkemde haklıydım ama sözlerimde haklı değildim. Bunun için başta hak sahibi olmak üzere, tekrar isim vererek insanları bir tartışma ortamının içine çekmek istemiyorum, bu beyanımdan incinen herkesten özür diliyorum. İçinde bulunduğum şartlar belki beni mazur gösterebilirdi ama ben mazereti değil, dürüstlüğü tercih ediyorum.''
''Bugün bazı gazetelerde kendisinin siyasi intiharda bulunduğu yönünde haberlerin olduğunu'' ifade eden mumcu, ''İşte buradayım, yaşıyorum, ayaktayım. Neyin siyasi intihar olduğunu tarih yargılayacaktır, hep beraber göreceğiz'' diye konuştu.
Cumhurbaşkanı seçimi turlarına katılmayarak önce insanların sempatisini kazandığının söylendiğini, cumhurbaşkanını halkın seçmesi konusundaki Anayasa oylamasına destek vererek ise aynı insanların güvenini yitirdiğinin söylendiğini belirten Mumcu, şunları söyledi: ''Ben bir hukukçuyum. Ben milletimin selameti için ve hak olan neyse onun için siyaset yapıyorum. Tribünlerden nasıl bağırılırsa bağırılsın teknik direktörler oyunu kendi bildikleri gibi kurarlar ve bir tek gayeleri vardır. Sonunda tribünleri mutlu etmek. Şimdi insanların bir kısmı şuna, bir kısmı buna gönül koymuş olabilirler. Ama kendileri, ülke için en hayırlı olanın bu olduğunu bir gün mutlaka anlayacaklardır. Lider olmak, vizyonu olmak demektir. Bugünü idare edenlere lider denilmez. Lider geleceği öngören, kurandır. Lider, şartlara bakarak kendisine yol bulan değildir. Lider, şartlar ne olursa olsun milletine bir yol açandır. Biz milletimize yol açtık. Bununla iftihar ediyoruz. Bugünden yarına yapılacak çok iş var. Şu saat itibariyle artık hepimiz seçime hangi usulle, hangi listelerle, nasıl gireceğimiz konusunda bir hazırlık yapacağız. Şu ana kadar hiçbir ittifak görüşmesi, pazarlık ne ben ne arkadaşlarım tarafından yapılmamıştır. Bize görüşme talepleri olmuştur ama içinde yer almayı arzu ettiğimiz bütünleşme sürecine sadakatimizi şu saate kadar gösterdik. Biz bu süreç devam ederken başka bir temasın ahlaki olmayacağı gerekçesiyle talepleri reddettik ama şu andan itibaren Anavatan Partisi müstakil olarak kendi için ihtimalleri değerlendirmekte özgürdür.''
Yayın tarihi: 3 Haziran 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/06/03//haber,0600BEF7B06A46528ECC8739C684FDDA.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.