kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 28 Mayıs 2007, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
ABDURRAHMAN YILDIRIM

Ansiklopedi atılsa da bir şey olmaz mı?

Geçen hafta ekonominin ve finansal piyasaların atmosferini bozacak birkaç olay birden yaşandı.
Hemen sıralayalım.
- ABD Merkez Bankası'nın eski başkanı Alan Greenspan uyarılarından birini daha yaptı; "Çin borsalarında büyük bir daralma olabilir" dedi. Küresel piyasalarda belli bir kötüleşme meydana geldi.
- Ankara'da bombalama olayından hemen sonra Güneydoğu'dan 6 şehit haberi geldi.
- Hafta sonu cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini öngören Anayasa değişikliğini Sayın Sezer veto etti. Hükümet aynı değişikliği ikinci kez Cumhurbaşkanı'nın onayına sunmak için hemen Meclis'i topladı. Eğer bu değişiklik ikinci kez oylanır ve dört aylık referandum süresi de kısaltılır ve bütün bunlar yürürlüğe girerse, cumhurbaşkanının seçilmesi konusundaki referandum seçimle birlikte yapılacak. Hükümetin bu konudaki kararlılığı, gerilimi artırdığından piyasalar ve ekonomi için olumlu bir gelişme değil.

- Faize Hazine operasyonu mu? - Haftaya damgasını vuran gelişmelerden biri Başbakan Erdoğan'ın TÜSİAD'da konuşurken "Faizler yeniden yüzde 13-13.5 düzeyine inmeli" demesiydi. Daha önce borsa konusundaki isteğinin tuttuğu da dikkate alınırsa, ilk bakışta bu ifade piyasalar açısından olumlu algılanabilir. Ancak durum pek öyle değil.
Başbakan bu isteğini neye dayandırdığını açıklamadı ama Hazine'nin mayıs ayında yaptıkları, faizleri baskılayıcı nitelikte. Hazine mayıs ayı ödemelerini daha çok kara gün akçesi olarak tuttuğu paradan yapıyor. Bu nedenle borçlanma oranını epeyce aşağıya çekmiş. Fortis Bank Haftalık Bülteni'nde, Hazine'nin 7-11 Mayıs arasında Merkez Bankası'nda tuttuğu mevduatı 9.1 milyar YTL azalttığına işaret etti. Bunun 6.5 milyarlık kısmı o haftanın ihalesinde itfadan daha düşük borçlanılmasından kaynaklanmış. Yani Hazine itfasından çok düşük borçlanarak faizlerin aşağı çekilmesine yol açmış ya da yükselmesini önlemiş oluyor. 23 Mayıs itibariyle Hazine'nin hem döviz hem de YTL olarak 21.4 milyarlık bir mevduatı var. Bu rakam nisan sonunda 31 milyardı. Kara gün akçesi olarak biriktirilen bu paranın faizleri baskı altında tutmak amacıyla kullanılması bir süre sonra ters de tepebilir. Çünkü paranın miktarı azaldıkça Hazine'nin daha az borçlanmasının faizler üzerindeki etkisi kaybolabilir. Hatta Hazine'nin barutu azaldığı için, bizzat faizler yükselebilir de.

- Seçim sonrasının önemi - Kaldı ki, hükümetin sadece seçim öncesini değil, seçim sonrasını da düşünmesi gerekiyor. Çünkü seçimden hemen sonra cumhurbaşkanlığı seçimi gündeme gelecek. Türkiye'de belirsizlik hemen bitmeyebilir. Eğer bütün barutlar seçim öncesinde tüketilirse, seçim sonrası gelişmeler ile Hazine'nin yapacağı borçlanmalar ve bütçe açığının büyümesi, seçim öncesinden görülmeye ve fiyatlanmaya başlayabilir. Bu açıdan Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın bir anayasa kitapçığının fırlatılmasıyla başlayan 2001 krizine atfen söylediği "Değil anayasa kitapçığı, ansiklopedi fırlatılsa ekonomiye bir şey olmaz" sözü, son yılların durumunu anlatıyor ama gelecekte benzer durumun süreceğinin garantisi anlamına da gelmiyor.

- KDV indiriminin anlamı - Başbakan'ın TÜSİAD konuşmasının önemli bir başka konusu turizm ve gıda sektörüne yönelik KDV indirimi kararıydı. Tekstilden sonra iki büyük sektördeki KDV indirimine IMF'den hemen itiraz geldi. Bütçede açıklar büyürken ve seçim ekonomisinin yükünün de buna ekleneceği bir dönemde, iki ana sektördeki KDV indirimi tam bir soğuk duş etkisi yarattı. Daha bir hafta önce IMF ile 6. Gözden Geçirmeyi tamamlayan hükümet, ekonomi politikalarında 180 derecelik dönüş yapmıştı.

- Piyasalar da döner mi? - Acaba bu gelişmeler piyasaların pozitif gidişinden 180 derecelik bir dönüşe yol açar mı?
Geçen hafta piyasaların dramatik şekilde kötüleşmemiş olması, bu konuda gelecek için garanti anlamına gelmeyebilir. Eğer hükümet geçen hafta olduğu gibi, dozu çok yüksek bir seçim ekonomisi uygulayacaksa, Hazine biriktirdiği rezervi hızla tüketecek ve seçim sonrasına hiçbir ihtiyat payı bırakmayacaksa, "nasılsa gözden geçirmeyi yaptım" diyerek seçime kadar IMF programını bir kenara koyacaksa, siyasi belirsizlik ve gerginliğin had safhaya çıktığı bir ortamda piyasalar da, pekala 180 derece dönebilir.
Üstelik hükümetten daha hızlı olarak. Bunun için de ille de ansiklopedinin fırlatılması gerekmiyor, bardağın bu tür uygulamalarla dolması, yabancıların daha fazla direnmemesi yeterli olur. Bu durumda yine küçük bir kitapçık olayları tetikleyemeye yetebilir. Hükümet seçmene göz kırpmayı, ekonomiyi tehlike sınırına itmeden yapabilmeli.

- Sonuç - "Baş nereye giderse ayaklar da oraya gider" Türk Atasözü