kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Mayıs 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Senarist Nilgün Öneş, memur bir babanın kızı ve İşçi Partili bir amca ve dayının yeğeni.

Bir senaristten 27 Mayıs

MELİS D. ÇALAPKULU
Menderes döneminden başlayarak yakın tarihimizi anlatan Hatırla Sevgili dizisinin senaristlerinden Nilgün Öneş, 27 Mayıs için "Halk önce bir çeşit dikta yönetiminin devrilmesinden sevinç duydu, ancak idamlardan sonra büyük üzüntü yaşandı," diyor..
- 27 Mayıs 1960 sizin yaşamınızı nasıl etkilemişti?
- Ben o zaman sekiz yaşındaydım. Ama evdeki heyecanı hatırlıyorum. Benim hem amcam hem dayım İşçi Partiliydi.

- Sol görüşlü bir aileydiniz yani.
- Evet. O yüzden de hep ailenin içinde bizzat yaşandı olaylar. Dayım içeri alındı, bir süre kaldı. Babam da devlet memuruydu, görürdük, damgalı mektuplar filan gelirdi eve. Bizim için bu ilginç bir şey tabii. Devlet memuru bir babanın çocuklarıyız, ayrıca belli politik görüşleri olan çok yakın akrabaların fikirleri ve yaşadıkları var. Ben ve kardeşim, çok farklı cephelerden gördük olayları. Demokrasinin nasıl bir şey olması konusunda belli fikirlerimiz oluştu o yaşlardan.

- Hatırla Sevgili, Türkiye'de çok önemli bir döneme denk geldi aslında. Yine asker açıklamalarının yapıldığı, darbe korkularının yaşandığı bir döneme...
- Evet, bu çok büyük bir tesadüf oldu. Ve gördük ki tüm bunlar bizim geleneğimiz gibi. Bizimki çok genç bir Cumhuriyet ve bütün bunların sancıları yaşanıyor bence hâlâ. Bu dizinin senaryosunu yazan biri olarak, her taraftan bakmaya çalışıyorum ben şimdi. Mesela eskiden sağcılarla ilgili çok önyargılarımız vardı ama şimdi dizide Yaşar diye sağcı bir karakterimiz var ve onu seviyoruz.

- 27 Mayıs dönemini çok araştırmış, incelemiş biri olarak dönemin genel bir portresini çizer misiniz?
- Bir kere 27 Mayıs'a ihtilal deniyor. Bir bayram sevinciyle karşılanmış. Çünkü, iktidarda olan insanlar bir sürü hata yapmışlar. Neredeyse diktatörlüğe varan noktalara gelmişler. 6-7 Eylül olayları vs. Bütün bunların arkasından elbette bir isyan duygusunun yükselmesi olağandır. İşte tam o noktada, bu ihtilal olmadan önce seçim olsaydı, her şey çok farklı olacaktı bence.

- Yani "Menderes geri adım atsaymış," diyorsunuz.
- Evet. Onun da bence tarihi bir hatası bu. Seçim olabilseydi zaten büyük ihtimal Demokrat Parti kaybedecekti. Cumhuriyet Halk Partisi iktidara gelecekti. Öyle olsaydı, biz bugün başka bir noktada olabilirdik. Orada demokratik anlamda Türkiye'yi kesintiye uğratan bir durum var çünkü.

- O günden bugüne baktığımız zaman, bugün de yapılan spesifik yanlışlar neler sizce?
- Ben şöyle düşünüyorum; halk kendini yönetmesini istediği insanları seçiyor. Burada halkın hatasını göz ardı edemeyiz. Yani başımızda birileri varsa, onları biz seçtik. O zaman doğru insanları seçelim. Bizler Menderes'i eleştiriyoruz ama ondan sonra onu aratacak politikacılar yaratıyoruz içimizden. Oy veriyoruz onlara. Geleneksel olarak, hep bizi idare edenlere hataları yüklemek yerine toplum olarak biraz dönüp kendimize bakmamız gerekiyor bence. Çünkü onlar da bizim yansımamız. Toplum olarak kalkındığımız noktada, yönetimdeki insanların yapısı da değişecek sonuçta. Son dönemde ortaya çıkan bu sivil toplum inisiyatifi vs., bunlar zaten demokrasinin olmazsa olmazları. Ama bizde çok yeni başladı.

- O döneme dair sizin en çok ilginizi çeken olay ya da durum neydi?
- Fikir ayrılıklarına rağmen insanların henüz tam düşman saflarında olmamış, saf halleri. Onu biraz Rıza ile Şevket karakterlerinde gösterdik. Çok kızıyorlar birbirlerine ama bir nezaket söz konusu aralarında. Şimdi futbol takımları arasında bile çok büyük düşmanlıklar görüyoruz. Yani o dönem daha başka bir toplum varmış, çok nahif bir toplummuş. Ayrıca sanki şimdikinden biraz daha ileriymiş. Sanıyorum yeni bir Cumhuriyet'in sevinci henüz kaybolmamış o kuşakta. Ve yüzyıllara yayılmış Anadolu kültürüyle İstanbul kültürü birleşmiş, başka bir şeye dönüşmüş.

- Halkın siyasete katılımı ne şekildeymiş?
- Sanki o zaman daha çok siyasetle ilgililermiş gibi geliyor bana. Çünkü benim teyzelerim var, onların hayatlarına bakıyorum, onların hepsi hâlâ Cumhuriyet okurlar, hâlâ politikayla ilgilidirler. Çünkü her şey onların gözü önünde olmuş.

- O darbeyi halk da istiyor muydu o dönem?
- Büyük bir kesim bence bunu desteklemiş. Bayram sevinci bu yüzden yaşanmış. Bununla ilgili çok belge ve bilgi geldi elimize. O subaylar, kahraman kabul edilmiş. Ama sonra bence idamlarla ilgili bir acıma ve üzüntü hissi oluşmuş. Benim algım bu yönde...
Haberin fotoğrafları